4. Hukuk Dairesi 2017/3250 E. , 2017/7133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/02/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/02/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve dahili davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, taksirle yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı Sağlık Bakanlığı yönünden yargı yolu bakımından davanın görev nedeniyle reddine dair karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... mirasçıları yönünden ise maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve dahili davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; hizmetli olarak çalıştığı ... Devlet Hastanesinde asansörün bozuk olduğunu farketmeyerek asansör boşluğuna düşüp yaralandığını, davalıların gerekli iş güvenliği tedbirlerini almadıklarını, asansörün periyodik bakımı yapılmadığı gibi bir asansör firması ile de sözleşme imzalanmadığını, asansörün arızalı olmasına rağmen gerekli uyarıların yapılmadığını, hastane teknik sorumlusu ...’in 818 sayılı BK’nın 41. maddesi gereğince, davalı Bakanlığın ise bina sahibi, işleten ve adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğunu belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ... yönünden açılan davanın husumetten reddine, davalı Sağlık Bakanlığı yönünden yargı yolu bakımından dava dilekçesinin reddine dair verilen 07/06/2007 tarihli ilk karar, Dairemizin 09/08/2008 tarih, 2008/5404 esas, 2008/9495 karar sayılı ilamı ile “Dosya kapsamına göre davacı meydana gelen olayın davalı ...’in kişisel kusuru sonucu meydana geldiğini iddia etmektedir. Davacının bu iddiası, Anayasa’nın 129/5 ve 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 13. maddesi kapsamında düşünülemez. Anılan maddede kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının sonradan kendilerine rücu edilmek üzere bağlı oldukları idare aleyhine açılacağı öngörülmüştür. Şu düzenleme itibariyle maddede görevinin
sınırları içinde kalmak suretiyle işlem yapan kamu görevlisinin bu eyleminden dolayı bir zarar doğmuş ise bunun için kamu görevlisine değil, kuruma karşı dava açılabileceği öngörülmüştür. Olayımızda davacı, davalının anılan madde kapsamında öngörülen görev sınırlarını aşmak suretiyle kişisel kusurlarıyla zarara neden olduklarını iddia etmiştir. Şu durumda davacının iddiası doğrultusunda inceleme yapılmalı bu bağlamda davalının kişisel kusuru bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Davacı kanıtları toplanmak suretiyle varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken Anayasanın 129/5. maddesi gereğince husumet yokluğu gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir” şeklindeki gerekçeyle bozulmuşur.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmiş ise de, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; davalının görev sınırlarını aşmak suretiyle kişisel kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılmadan, bozmadan önce alınan 09/04/2007 havale tarihli kusura ilişkin bilirkişi heyeti raporuna dayanılarak karar verildiği görülmektedir. Mahkemece davacının iddiası doğrultusunda inceleme yapılıp dahili davalılar murisi ...’in görev sınırını aşmak suretiyle kişisel kusuruyla zarara neden olup olmadığı araştırılarak, davacı kanıtları toplanmak suretiyle varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle dahili davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, dahili davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve dahili davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.