12. Ceza Dairesi 2019/13364 E. , 2020/5845 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak
Hüküm : 1-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat
2-TCK’nın 155/1, 61, 52/2, 51. maddesi gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine, güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay günü sanığın katılanın ikamet ettiği sitede özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, il dışına giden katılanın aracının anahtarını yeğeni olan tanık ..."e bıraktığı, tanığın da katılana verilmek üzere araç anahtarını bir güvenlik görevlisine bıraktığı, geç saatlerde sanığın güvenlik noktasındaki anahtarı bulunduğu yerden alarak aracı çalıştırdığı ve ayrıldığı, araç ile seyrederken direksiyon hakimiyetini kaybederek ..."a ait araca arkadan çarpmasıyla maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kaza anında sanığın 0,97 promil alkollü olduğu vaziyette araç kullandığının tespit edildiği olayda;
1- Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/7. maddesinde yer alan, ""Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi halinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır"" şeklindeki düzenleme karşısında; atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi;
Bozma ilamına uyulduğu takdirde sanığa isnat edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen temel ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olan ve 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ""Basit yargılama usulü"" düzenlemesine tabi olacağı; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı doğrultusunda CMK"nın 251. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmesi;
2- Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
Hükümden sonra, 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan değişiklik uyarınca, 5237 sayılı TCK"nın 155 maddesinde düzenlenen hali ile Güveni Kötüye Kullanma suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında;
5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkrasının kapsamının 7188 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değiştirilerek uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte "aynı mağdura karşı" işlenmiş olma şartının getirildiği gözetildiğinde; TCK"nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre güveni kötüye kullanma suçu açısından sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de; cezası ertelenen sanık hakkında, TCK"nın 51/8. maddesi gereğince uyarınca sanığın denetim süresini iyi halli olarak geçirdiği taktirde cezanın infaz edilmiş sayılacağı hususlarının kararda belirtilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.