
Esas No: 2018/1219
Karar No: 2021/821
Karar Tarihi: 17.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1219 Esas 2021/821 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1219 Esas
KARAR NO : 2021/821 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin Türkiye'nin 5inci büyük akaryakıt şirketi olduğunu, taraflar arasında çeşitli sözleşmeler akdedildiğini ve davalı müvekkil şirketin bayisi haline geldiğini, müvekkili şirketin bayilik ilişkisi içerisinde gerekli tüm ekipman ve akaryakıt tedarikini borçlu şirkete gecikmeksizin sağladığını, borçlu şirketin, bahse konu ürün, hizmet ve ekipman faturaları karşılığında ortaya çıkan cari hesap borcunu müvekkile ödemediği gibi bu cari hesap borcunun sözleşmede belirlenen vadesinde ödenmemesine istinaden ortaya çıkan sözleşmesel faiz üzerinden hesaplanmış vade farkı alacağının da müvekkiline ödenmediğini, davalı bayinin borcunu ödemesini sağlamak amacıyla müvekkili şirket ile bayii arasında görüşmeler bir sonuç vermemiş ve müvekkili şirket tarafından davalıya gönderilen ihtarnameye davalı tarafından verilen yanıtta mezkur borcun kabul edilmediği bildirildiğini, borcun ödenmesi maksadıyla yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kalması akabinde davalı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattıklarını ve bu takibe davalı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, bu nedenle itirazın iptali davasını açma zarureti hasıl olduğunu tapunun ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 430 Ada, 2 parsel numarasında kayıtlı taşınmaz üzerinde bir akaryakıt satış istasyonu işletilmesine yönelik olarak müvekkili şirket ile davalı şirket olan ... Şirketi ... ve Ortakları arasında, 04.10.2010 tarihli Yatırım Sözleşmesi, 04.10.2010 tarihli Ariyet ve Emanet Sözleşmesi, 28.12.2012 tarihli Sözleşme, 16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, ...'nun 04.10.2010 tarihli sözleşmeyi 500.000,00-USD ile sınırlı olmak üzere Bayiinin müşterek ve müteselsil kefil olarak imzalandığını, akdedilen sözleşmeler çerçevesinde Bayi'nin müvekkili şirkete doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olmak üzere mezkur taşınmaz üzerinde ... Tapu Sicil Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... yevmiye numaralı işlemiyle 1.500,00-TL, 28.09.2010 tarihli ve ... yevmiye numaralı işlemiyle 100.000,00-TL, ... tarihli ve ... yevmiye numaralı işlemiyle 400.000,00-TL olmak üzere toplamda 501.500,00-TL bedelli ipoteklerin tesis edildiğini, müvekkili şirketin mezkur sözleşmeler uyarınca üzerinde düşen edimleri eksiksiz ve sürekli olarak yerine getirdiğini bununla beraber sözleşmenin diğer tarafının üzerine düşen yükümlükleri yerine getirmediğini, müvekkili firma bayilik ilişkisi içerisinde gerekli tüm ekipman ve akaryakıt tedarikini borçlu şirkete gecikmeksizin sağladığını, borçlu şirket, bahse konu mal ve hizmet alımı karşılığında ortaya çıkan cari hesap borcunu müvekkiline ödemediği gibi bu cari hesap borcunun sözleşmede belirlenen vadesinde ödemediğini, Müvekkili şirketin ... 35. Noterliği’nin ... tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesini davalıya gönderdiğini, borcun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde müvekkil şirkete ödenmesini aksi takdirde yasal haklarını kullanmak suretiyle borcu tahsil yoluna gideceğini ihtar ettiklerini, bu ihtarnameye rağmen herhangi bir sonuç alınamadığı, davalı aleyhine icra takibi ikame etmek dışında bir seçeneklerinin kalmadığını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak ve ipotek sınırı olan 501.500,00-TL'yi aşmamak kaydıyla işbu davaya konu ... 10. İcra Dairesi'nin ... E sayılı icra dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe başlandığını, taraflar arasında 04.10.2010 tarihli Yatırım Sözleşmesi'nin 22nci maddesi uyarınca delil sözleşmesi bulunmakta olduğunu, iş bu madde uyarınca davalı ile müvekkil şirket arasında çıkabilecek her türlü uyuşmazlıklarda müvekkil şirket defter ve kayıtlarının delil olacağının hüküm altına alındığını, yatırım sözleşmesinin bu hükmü doğrultusunda eldeki dava bakımından sadece müvekkili şirket kayıtlarının dikkate alınması gerektiğini dolayısıyla davalının kötü niyetli dava konusu icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, alacağın % 20sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davacı tarafından iddia olunduğu gibi cari hesaptan veya başkaca bir sebepten kaynaklı hiçbir borcu bulunmadığını ürün, hizmet ve ekipman borcu adı altında yaratılmak istenen borcun tamamıyla gerçek dışı olduğunu, davacı şirket tarafından keşide edilen 06/02/2018 tarihli Seri A, Sıra No: ... ve 06/02/2018 Seri A, Sıra No: ... irsaliyeli faturaların müvekkil şirket tarafından kabul edilmediğini, süresi içerisinde itiraz edilerek iade edildiğini, taraflar arasındaki bayilik anlaşmasının16.01.2018 tarihinde sona erdiğini, tanzim edilen faturanın ise 06.02.2018 tarihli olduğunu, fatura edilen tarihin Vergi Usul Kanunu'na aykırılık teşkil ettiğini, Bu nedenle süresi içerisinde düzenlenmeyen işbu faturanın ayrıca hiç düzenlenmemiş sayılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket ile davacı arasında uzun yıllara dayalı sözleşmesel bir ticari ilişki bulunduğunu, bu doğrultuda, işbu davaya dayanak oluşturacak sözleşme taraflar arasında son olarak tanzim edilen sözleşme olan 16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi olduğunu, Rekabet Kurulunun 05.03.2009 tarih ve 09-09/186-56 sayılı kararı ile getirmiş olduğu azami 5 yıllık Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi kriteri doğrultusunda tarafların 16.01.2013 tarihinde yeniden masaya oturarak, davacının da 4 numaralı ekinde yer alan İstasyonlu Bayilik Sözleşmesini tanzim ettiklerini ve önceki sözleşmelerin geçerlilikleri ortadan kalktığını, davacı tarafın müvekkili şirketten ariyet kapsamında hiçbir alacağının bulunmadığını, 16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi incelendiğinde tarafların bir ariyet anlaşmasına gitmediklerini, davacı tarafın ariyet olarak verdiği bir mal bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından ancak bu şartlar altında kabul edilmesi mümkün olan işbu 16.01.2013 tarihli sözleşme davacı şirketin de kabulü ile tanzim edildiğini, işbu dava ile yaratılmaya çalışılan ariyet ilişkisinin tamamıyla gerçek dışı ve kötü niyetli olduğunu, taraflar arasındaki bir önceki sözleşme olan 28.12.2012 tarihli sözleşmenin 5.3. maddesine bakıldığında kurulan Ariyet ve Emanet Sözleşmesinin 28.12.2012 tarihli sözleşmenin sonuna kadar sürdüğü bu sözleşmenin süresinin dolması halinde, ariyet ilişkisinin sonlanacağının açıkça anlaşıldığını, böylelikle 16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi kurularak önceki ariyet ve emanet sözleşmesi hükmünü tamamıyla yitirdiğini, 28.12.2012 tarihli sözleşmeye ek aynı tarihli Protokol ve İbranamenin 2. maddesi ile taraflar önceki tarihli sözleşme (04.10.2010 Yatırım Sözleşmesi) ve eklerine (04.10.2010 Ariyet ve Emanet Sözleşmesi) ilişkin hak ve alacaklar konusunda birbirlerini gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız ibra ettiklerini ve yine aynı sözleşme olan 28.12.2012 tarihli sözleşmenin 5.3. maddesinde ariyet kapsamında verilen malzeme ve ekipmanlar sayıldığını, fatura edilen ve aşağıda sayılan ekipman ve malzemelerden hiçbiri işbu ariyet sözleşmesinin içerisinde yer almadığını, ariyet olarak verildiği iddia edilen bu ekipman ve malzemelerin tamamen hayal ürünü olduğunu, ayrıca, faturada yer alan ve gerçekten davacı şirkete ait olan Akaryakıt Tank Otomasyonu için, müvekkil şirketin, ... 10. Noterliği tarafından ... tarihinde, ... yevmiye numaralı ihtarnamesiyle sökülen akaryakıt tank otomasyonun davacı şirket yetkililerince teslim alınması gerektiği hususu açıkça ihtar edildiğini, Akaryakıt Tank Otomasyonunun halen müvekkilce, davacı şirketin teslim alması için bekletildiğini, davacı tarafın kendi kusurundan kaynaklı olarak, teslim almadığı akaryakıt tank otomasyonu için kendisine haksız alacak kalemi oluşturma niyetinde olduğunu, akaryakıt ve tesisatı için basınç testi hizmetine karşılık olduğu iddia edilen alacak kalemini de kabul etmediklerini, davacı tarafın bu hizmeti ne zaman ve hangi anlaşmaya istinaden verdiğinin davacı tarafın ispata muhtaç olduğunu, market tasarımı adı altında fatura edilen fahiş meblağı kabul etmediklerini, akaryakıt istasyonu içerisinde yer alan marketin davacı tarafından tasarlanıp ücretinin müvekkiline yansıtılacağının sözleşmede yer almadığını, müvekkilden hiçbir alacağı bulunmayan davacı tarafın fahiş faiz tutarını da kabul etmediklerini, davacı tarafın dava dilekçesinde yer alan, teminatların iddia olunduğu gibi doğmuş ve doğacak borçlara ilişkin verilmediğini, ... tarih ve ... yevmiye numaralı işlemiyle 1.500.00 TL (Eski Para ile 1.500.000.000TL) teminatın davacı tarafından müvekkil şirketin akaryakıt alımına ilişkin doğabilecek olası borçlara binaen verildiğini, bu teminatın Türk Lirasından altı sıfırın atılması ve meblağın alınan akaryakıt ücretini karşılayamaması ile ... tarih ve ... yevmiye numaralı işlemiyle, 100.000.00 TL'lik teminat haline getirildiğini, yani her iki teminatın konusunun aynı olduğunu ve akaryakıt alımına ilişkin verilen bir teminat olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa hiçbir akaryakıt borcu bulunmamasından dolayı bayilik ilişkisinin de sona ermesiyle birlikte derhal kaldırılması gerektiğini, ... tarih ve ... yevmiye numaralı işlemiyle verilen 400.000.00 TL tutarındaki teminatın ise, taraflar arasında bir önceki bayilik sözleşmesi olan 28.12.2012 tarihli bayilik sözleşmesinde 5.2.1. maddede açıkça yer aldığı üzere, müvekkil şirketin aynı sözleşmenin 5.2.2 maddesinde yer alan işlemleri yapabilmesi için, davacı şirket tarafından borç olarak verilen ve geri ödemesinin yine sözleşmenin 5.2.1. maddesinde yer aldığı şekilde toplam beş senet halinde ödenecek olan borca ilişkin verilen teminatlardan ibaret olduğunu, müvekkili şirket tarafından tüm senetler ödenmiş olduğunu, davacı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını, haksız davanın reddine, % 20 den az olmamak üzere davacının köyü niyet tazminatına mahkum edilmesine, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; Yatırım Sözleşmesi, Ariyet ve Emanet Sözleşmesi, Bayilik Sözleşmesi, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, ... 10. İcra dairesinin ... E sayılı dosya. Bilirkişi İncelemesi
... 10 İcra Dairesi'nin ... E. Sayılı icra dosyasının dosyamız arasına girmiş olduğu, incelenmesinden; ...vekilince 06/09/2018 tarihinde ... Şti. ... ve Ortakları aleyhine Yatırım Sözleşmesi, Ariyet ve Emanet Sözleşmesi, Bayilik Sözleşmesi sebeplerine dayalı olarak 172.916,55-TL vadesi geçmiş anapara borcu, 46.875,68-TL vade farkı alacağı olmak üzere toplamda 219.792,23-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 24/09/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, 27/09/2018 tarihinde borca, faize, işlemiş faize, fahiş faiz oranına, diğer ferilere ve zamanaşımına itiraz etmiş olduğu, süresinde icra takibine itiraz ile icra takibinin durmuş olduğu anlaşıldı.
Mahkememizce taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak davacı şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle bu konuda uzman Bilirkişilerden Rapor aldırılmıştır. Mali Müşavir Bilirkişi ... ve Akademisyen Bilirkişi ...'un hazırlamış olduğu 18.10.2021 tarihli Bilirkişi Heyet Raporuna göre özetle;
"...İncelenen davacı şirkete ait 2013-2014-2015-2016-2017-2018 yılı ticari elektronik defterlerine ait beratların yasal sürelerinde alındığı, Envanter defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı bu anlamda davacı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu,
Davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olan 172.916,55 TL tutarlı alacağın 45.432,18 TL’si cari hesap bakiyesi, 127.484,37 TL’si ariyetlere ait faturalardan kaynaklanmakta olduğu,
04.10.2010 tarihli Akaryakıt İstasyonları İçin Ariyet ve Emanet Sözleşmesinin 5. maddesinde sözü edilen ariyetlere ait malzeme listesi ve bedelleri kısmının boş olduğu; sözleşmenin 1/f maddesinde sözleşmenin feshini takip eden 15 gün içinde ariyetlerin iade edileceği, iade edilmezse şirketin söküp kaldırabileceğinin kararlaştırıldığı;
16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi m. 15.1 ile 22.1 hükümlerinin birlikte yorumlanmasından, bayilik sözleşmesinin 16.01.2018 tarihinde sona ermesi üzerine davalı bayinin ariyet aldığı malzeme ve teçhizatı davacı şirkete iade etmesi gerektiği; 29.12.2018 tarihli dava dilekçesinde takip ve dava edilen alacak kalemleri arasında ekipman faturalarının da bulunduğu ve bunun talep edildiğinin belirtildiği; ariyet / kullanım ödüncü ile ilgili TBK m. 379 uyarınca ariyet olarak verilen malzeme ve teçhizatın karşılıksız kullandırılması gerektiğinden bunların bedellerinin istenemeyeceğinin söylenebileceği; dolayısıyla davacı tarafından ariyetler için düzenlenen 127.484,37 TL tutarlı ariyet faturalarının haklı yere düzenlenip düzenlenmediği hususunun takdirinin Sayın Mahkemenizde olduğu;
16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi, önceki bayilik sözleşmesinden farklı olarak, vade farkı talep edilebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı; davacı tarafça talep edilen 46.875,68TL vade farkı alacağı ile ilgili olarak da takdir hakkının Sayın Mahkemenizde olduğu,
Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır...." hususlarında görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi Heyet Raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi Heyet Raporuna karşı davacı vekili tarafından itiraz dilekçesi sunulmuştur
Davalı vekili tarafından ise beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Bilirkişi Heyet Raporu hüküm kurmaya uygun bulunmuştur.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf konusunun tespiti: İcra takibinden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının itirazında haklı bulunup bulunmadığı, alacağın likit olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı şirket ile davalı şirket arasında 01.10.2010 tarihinde Bayilik Sözleşmesi, 04.10.2010 tarihinde Akaryakıt İstasyonları için Ariyet ve Emanet Sözleşmesi, 28.12.2012 tarihinde Bayilik Sözleşmesi ve 16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafça, davalı tarafın üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı icra takibi başlatıldığı, ... 10 İcra Dairesi'nin... E. Sayılı icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerinde iş bu itirazın iptali davasının ikame edildiği, taraflar arasında imzalanan son sözleşmenin 16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesinde taraflar arasında akdedilen evvelki sözleşmelerin ve özellikle 04.10.2010 tarihli Akaryakıt İstasyonları için Ariyet ve Emanet Sözleşmesinin akıbetinin, devam edip etmediğinin açıkça düzenlenmediği, bu sözleşmenin madde 1/f'de taraflar arasındaki sözleşmenin feshi halinde, fesih ihbarının tebliğinden itibaren 15 gün içinde ariyet alınan malzeme ve teçhizatın iade edileceği, Bayi'nin iadeden kaçınması halinde şirketin bunları söküp kaldırabileceğinin hüküm altına alındığı, dosyada örneği bulunan ve davacı ile davalı şirket kaşeleri ve yetkililerinin imzasının bulunduğu 16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesinin ariyet verilen ürünlerle ilgili hükümlerinin birlikte yorumlandığında, bayilik sözleşmesinin 16.01.2018 tarihinde sona ermesi üzerinde davalı bayinin davacı şirkete ariyet aldığı malzeme ve teçhizatı iade etmesi gerektiği, Ariyet / Kullanım Ödüncü Sözleşmesiyle ilgili TBK m 379'da "bir şeyin karşılıksız olarak kullanılması" denilerek, ariyet verilen ve geri alınacak malzeme ve teçhizatların ücretsiz olarak kullandırılacağı belirtildiğinden, davacı şirket tarafından davalı bayiye verilen ariyetlerin fatura bedellerinin istenemeyeceği, davacının geç teslimden dolayı uğranılan zarar ile cezai şart talep edebileceği ancak bunun iş bu davada dava konusu yapılmadığı, 16.01.2013 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesinde vade farkı istenebileceği açıkça öngörülmediği, davacının iş bu sözleşme uyarınca vade farkı talep edemeyeceği, davacı şirketin ticari defterlerinin incelendiği, ariyet sözleşmesinin 5inci maddesinde söz edilen ariyetlere ait malzeme listesi ve bedelleri kısmının boş olduğu, dolayısıyla davacı tarafından ariyet için düzenlenen ariyet faturalarının haklı yere düzenlendiği hususunun ispat edilemediğinden davacının davasının reddine, kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmamasından dolayı davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacının davasının REDDİNE,
Davalının Kötüniyet Tazminatı talebinin REDDİNE,
2-)Harçlar Kanununca alınması gerekli 59,30-TL harcın peşin olarak yatırılan 2.654,55-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılmış olan 2.595,25-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince nispi 23.835,46-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.17.11.2021
Katip ...
(e-imza)
Hakim ...
(e-imza)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.