MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/09/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 22/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile anlaşarak evine yol yaptırdığını, davalının sonradan bu yolu kapattığını, yoldan mahrum kaldığı gibi yaptığı masraflar yüzünden mağdur olduğunu belirterek yaptığı masrafların tahsilini istemiştir.
Davalı, rızası haricinde açılan yolun haklı müdahalesi ile kapatıldığını, kadastro tespitlerinde yolun mevcut olmadığını, tarafına yolun geçirilmesi karşılığında hiçbir ödemenin yapılmadığını, davacının kendi arazisindeki umumun kullandığı yolu kapattığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının yol yapım çalışmaları nedeniyle yaptığı masrafları kendisinin sonradan yol güzergahının değiştirilmesini talep edip, hissedarı olduğu taşınmazdan yol geçirilmesine muvafakat etmediğinden açmış olduğu davasındaki taleplerinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi (1086 sayılı HUMK 73. maddesi) “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” hükmünü düzenlemektedir.
Dosya kapsamından, mahkemece 01/06/2015 tarihli ara karar ile 07/07/2015 günü mahallinde keşif yapılmasına, taraf tanıklarının keşif mahallinde dinlenmelerine, bu amaçla tanıklara meşruhatlı davetiye çıkartılmasına karar verildiği halde, davacı tanıklarına duruşma gününü bildirir davetiye gönderildiği ve bu nedenle davacı tanıklarının keşifte dinlenemediği, sadece davalı tanıklarının dinlenildiği, davacı tanıkları duruşmaya geldiklerinde bu kez de yapılan keşifte davanın yeterince aydınlandığı, duruşmada tanık dinletilmesinin fayda sağlamayacağı belirtilerek bu yöndeki davacı vekilinin talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, usul hükümlerine uygun yargılama yapılmayarak, davacının davasını ispat hakkı kısıtlanarak yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.