4. Hukuk Dairesi 2016/229 E. , 2017/7448 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... A.Ş. Genel Müdürlüğü vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığına izafeten Muhakemat Müdürlüğü aleyhine 10/09/2012 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı yönünden davanın kısmen kabulüne, dahili davalı Ekonomi Bakanlığı ile davalılardan ... yönünden husumet nedeniyle reddine dair verilen 28/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Davacının, davalılardan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı yönünden davanın kısmen kabulüne; davalılardan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile dahili davalı Ekonomi Bakanlığı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, turizm teşvik belgesi sahibi olan dava dışı şirkete, davalılardan Hazine Müsteşarlığının yazısı üzerine indirimli tarife yerine normal tarife uygulanması nedeniyle dava dışı şirketin açtığı dava sonunda, normal tarife ile indirimli tarife arasındaki farkı ödemek zorunda kaldığını, bu suretle zarara uğradığını beyan ederek, dava dışı şirkete ödediği tutarın ödemeye neden olan davalılardan rücu yolu ile tahsili isteminde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davacının ödemek zorunda kaldığı tutarı davalı Hazine Müsteşarlığından talep edebileceği, davalı ... ile dahili davalı Ekonomi Bakanlığının rücu alacağından sorumlu tutulamayacağı ve husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı Hazine Müsteşarlığı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davalılar Ekonomi Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.Konu ile ilgili yasal mevzuat incelendiğinde; 23/05/2002 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren, 19/01/2002 tarihinden itibaren geçerli olacağı kararlaştırılan 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında “2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunun 16. maddesine göre turizm belgeli yatırım ve işletmelere en düşük tarife üzerinden elektrik enerjisi verileceği, gelir kaybı tutarının, ilgili abone grubu aylık ortalama satış fiyatı ile uygulanan satış fiyatı arasındaki fark kadar belirleneceği ve gelir kaybının tutarı ile buna ilişkin KDV miktarının ilgisine göre ... A.Ş."ye ve ...A.Ş."ye ait olduğu yılın veya izleyen yılın genel bütçesine konulacak ödenekten Hazinece karşılanacağı” ve yine 06/10/2006 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 2006/19021 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı"nın Turizm yatırımları başlıklı 10. maddesinde: “Turizm Yatırım veya Turizm İşletme belgeli turizm yatırımları veya işletmelerinin 2004 yılı Nisan ayından sonraki elektrik enerjisi giderlerinin, şantiye dönemi de dahil olmak üzere o bölgedeki mesken ve sanayi abonelerine uygulanan tarifelerden en düşüğü ile kendi abone grubuna uygulanan tarife arasındaki farkın Hazinece karşılanacağı” düzenlenmiş iken; daha sonra, 29/06/2010 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 2010/478 sayılı Turizm Belgeli Yatırım ve İşletmelere Elektrik Enerjisi Desteği Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı"nın 3. maddesinde “Elektrik enerjisi desteği ödemelerinin, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacağı”, 7. maddesinde de “12/04/2002 tarihli ve 2002/4100 sayılı Kararnamenin eki kararın 2 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin yürürlükten kaldırıldığı” düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra, anılan 2010/478 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı"nın “Yürürlük” başlıklı 8. maddesinde ise; “Bu karar 16/07/2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe girer.” hükmü yer almaktadır.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, rücuya esas olan ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/69 esas, 2010/352 karar sayılı dosyası ile, davacı ... A.Ş. tarafından davalı...A.Ş. aleyhine 19/02/2010 tarihinde şirkete ait hotel işletmesinin turizm işletme belgesi bulunduğundan 18/12/2008 -15/01/2010 dönemi elektrik tüketimlerinden 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ve 2002/4100 sayılı kararnameye aykırı olarak sanayi tarifesi yerine ticarethane tarifesinden tahakkuku ve tahsil edildiğinden fazladan tahsil edilen 55.845 TL"nin istirdadına ilişkin dava açıldığı, 30/09/2010 tarihinde verilen karar ile davanın kabulüne, 57.931,58 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2011/436 esas sayılı ilamıyla 20/09/2011 tarihinde onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yine, ... 35. İcra Müdürlüğünün 2010/45734 esas sayılı takip dosyası ile alacaklı ...A.Ş. tarafından borçlu ...A.Ş. aleyhine...1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/69 esas, 2010/352 karar sayılı ilamına dayanarak 57.931,58 TL alacağın tahsili amacıyla ilamlı icra takibi başlatıldığı, borçlu BEDAŞ tarafından ferileriyle birlikte toplam 103.500,83 TL"nin 26/01/2012 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamından, davacı..."ın ödemek zorunda kaldığı elektrik enerjisi desteğinin (normal tarife ile indirimli tarife arasındaki farkın), 18/12/2008 -15/01/2010 tarihleri arasındaki faturalara ilişkin olduğu, yapılan ödemenin ... için gelir kaybı olduğu, yasal düzenlemeler ile bu gelir kaybının idareye rücu şeklinde geri ödenebileceği anlaşıldığına göre; mahkemece, yukarıda belirtilen 2010/478 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 16/07/2009 tarihinden itibaren normal tarife ile düşük tarife arasındaki farkların Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesine konacak ödenekten ödenmesinin öngörüldüğü, bu nedenle 16/07/2009 tarihinden sonraki faturalar için Kültür ve Turizm Bakanlığının sorumlu olması gerektiği gözetilerek ve bilirkişiden bu döneme ilişkin hesaplamayı içerir rapor alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davalılardan Kültür ve Turizm Bakanlığı aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Davacının, dahili davalı Ekonomi Bakanlığına yönelik temyizi ve davalı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının temyizi yönünden;08/06/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 637 Sayılı Ekonomi Bakanlığı"nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin Geçici 2. maddesinin 1. fıkrasında “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte Dış Ticaret Müsteşarlığı merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatlan ile Hazine Müsteşarlığından Bakanlığa devredilen Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ile Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğüne ait her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, her türlü borç ve alacaklar, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve diğer dokümanlar ile kadro ve pozisyonlarda bulunan personel hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş sayılır. Mülkiyeti Hazineye ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, Dış Ticaret Müsteşarlığına tahsis edilmiş taşınmazlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın tahsis amacında kullanılmak üzere Ekonomi Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır.” hükmü ve yine bu Kanun Hükmünde Kararname"nin geçici 2. maddesinin 6. fıkrasında ise “Mevzuatta Dış Ticaret Müsteşarlığına, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezine ve Hazine Müsteşarlığının bu Kanun Hükmünde Kararname ile Ekonomi Bakanlığına devredilen birimlerinin görevleri nedeniyle Hazine Müsteşarlığına yapılmış olan atıflar Ekonomi Bakanlığına yapılmış sayılır.” hükmü yer almaktadır.Eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan bu hüküm gereğince, Hazine Müsteşarlığı"nın her türlü borç ve alacakları hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığı"na devredilmiş olduğuna göre, Hazine Müsteşarlığı tarafından ödenmesi gereken elektrik enerjisi desteğinin 16/07/2009 tarihinden önceki faturalar için olan kısmından dahili davalı Ekonomi Bakanlığının sorumlu olduğu, Ekonomi Bakanlığının yasal düzenleme gereğince davaya dahil edilmiş olması nedeniyle hakkında hüküm kurulmasının mümkün bulunduğu gözetilerek ve bilirkişiden bu döneme ilişkin hesaplamayı içerir rapor alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması ve Hazine Müsteşarlığı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile dahili davalı Ekonomi Bakanlığı aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine Müsteşarlığı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalılardan Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının ve davalı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.