
Esas No: 2020/284
Karar No: 2021/1048
Karar Tarihi: 11.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/284 Esas 2021/1048 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/284 Esas
KARAR NO: 2021/1048 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; --- meblağlı çekten dolayı --- dosyası ile icra takibi başlatıldığı, alacaklı --- söz konusu çekin yetkili hamili olmadığı, zira takibe konu olan çekteki imza, borçlu ve ciranta ---- yetkilisine ait olmadığından ciro zincirinin koptuğunu, takip konusu çekin de içinde bulunduğu keşidecisinin müvekkil ---olduğu; ---- tarihinde, ------firmasından mesaj geldiği, ancak bir süre sonra çekin keşidecisi müvekkil -------yetkilisi tarafından, ------ yetkilileri ile yapılan görüşme neticesinde, ilgili çeklerin de içinde bulunduğu ----çalındığı bilgisi müvekkiline verildiği, ----- önünden çalınan, işbu dava konusu çeklerin, kötüniyetli kişilerce, telafisi imkansız zararlarla karşı karşıya bırakmaması adına, ---- soruşturma numaralı dosya ile suç duyurusunda bulunulduğu, yine aynı gün lehtar ve ----sayılı dosya ile de çalınan çeklerin iptaline yönelik------ tarihli tensip tutanağı gereği; iptali istenen çeklere ilişkin--- teminatın yatırılması durumunda --- kararının ilgili bankaya gönderilmesine, iptali istenen çeklere ilişkin ---- metni ve zayii nedeniyle iptal davası açıldığını bildirir müzekkere gönderilmesine karar verildiği, devamında ----- tarihli cevabi yazıya istinaden mahkeme tarafından verilen --- kararının uygulamaya konulduğu teyit edildiği, nitekim, takibe konulan-----vurulan kaşede de çek'in ödeme yasağı kapsamında olduğu açıkça ifade edildiği, ---- ---- dosyasından kendisine gönderilen ödeme emri ile, -----meblağlı çek'e istinaden icra takibi başlatıldığından haberdar olduğu, alacaklı tarafından hakkında ----- bulunan çek'e istinaden başlatılan işbu icra takibinin tamamen müvekkilini telafisi imkansız zararlara sokmak amacıyla başlatılmış kötüniyetli bir icra takdiri olduğu, davaya konu çekin bedelinin haricen ödendiği, ---- şirketin dava dışı lehtar ve ilk ciranta ----- çekin çalınmasından dolayı aralarındaki borç ilişkisine dayalı olarak dava konusu çekin bedelinin ödendiği, bu durumun ticari defter incelemesinde de ortaya çıkacağı, dava konusu çekin dava dışı lehtar ----- elinden rızası hilafında çıktığı ve imzası taklit edilerek piyasaya sürüldüğü, ilk ciranta olan ----- ile sonraki cirantaların arasında gerçekleşmiş herhangi bir ticari ilişki söz konusu olmadığı, taraflar arasında gerçekleşmemiş olan bir ticarete dayalı olarak bir tarafın ödeme yapmaya mecbur kılınması hak ve nefaset ile açıklanamayacağı,-----dosya ile imzaya itiraz davası açıldığı, bu bağlamda ilk cirantanın imzasının sahteliğinin ciro zincirini koparacağı, ciro zincirinin kopmasından kaynaklı olarak da kopan kişiden önceki ve sonraki kişilerin sorumlulukları kendi aralarında devam etmelidir. Yani gerçekten ticari ilişkisi olan kişiler yapılmış olan bu ticarete dayalı olarak çek bedelinden sorumlu olmalıdırlar. Müvekkil şirket ile lehtar ve ilk ciranta ------ bir ticari ilişki olduğundan müvekkilin almış olduğu malların karşılığında bahsedildiği üzere lehtara ödemesini yaptığı, yani müvekkil şirket açısından yapılan ticaretin karşılığı ödendiği ve borcun sona erdiği, alacaklı kişi de iyi niyetli olduğu takdirde aralarında gerçek ticari ilişki olan ciro zincirinin koptuğu yerden sonraki cirantaların alacağını alabileceği, bu bağlamda müvekkilin söz konusu ticari faaliyetine ilişkin ödemesini lehtara yapmış olmasından dolayı herhangi bir borcu olmadığı, müvekkil şirket ile dava dışı lehtar ---- gerçekleşen ticaretin gerçek ---- olduğu, müvekkili ---- karşılığında da çekin keşide edilerek verildiği, müvekkil şirket ticari hayatın gereği olarak dava dışı lehtar -----adlı şirkete de ödediği, yani müvekkil şirketin herhangi bir kişiye borcunun kalmadığı, ayrıca müvekkil şirket tarafından keşide edilen çekin tacir çeki olduğu, bilindiği üzere tacir olmak kişilere------ çeşitli yükümlülükler yüklediği, dava dışı ---- müvekkil şirket arasında ticari ilişki olduğu, buna karşın lehtar ve ilk ciranta -----arasında ticari ilişki bulunmadığı, çeklerin çalındığı bu konuya ilişkin şüphelilerin kimlikleri de henüz tespit edilemediği, bu aşamada çeki çalan kişiler ile hali hazırda son ciranta olan davalı arasında ilişki olma ihtimalinin mevcut olduğu, zira az önce açıklandığı üzere tacir çekinin arkasındaki cirantaların tacir olarak gittiği, son iki cirantanın ise gerçek kişi olarak yer aldığı, bu bağlamda davalının son ciranta ve hamil -------kanunun iyi niyetli 3. kişiyi korumasından faydalanmaya çalıştığının açık olduğu, bu nedenle de çeki şu anda elinde bulunduran hamilin kötü niyetli olduğu, işbu dava konusu çek'in ---- rızası hilafında -hırsızlık sebebiyle- çıkmış olduğu, gerek ---- numaralı soruşturma dosyası gerekse de ---- dosyasıyla sabit olduğu, dava konusu icra dosyasında alacaklı olarak görünen söz konusu çeki icra takibine koyan alacaklının kötü niyetli olduğu izahtan vareste, ayrıca ilgili icra takibi sürecinde --- tarihinde müvekkil şirketin ---- tarihinde müvekkil şirketin adresine gelinerek haciz yapıldığı ve ----- haricen tahsilat yapıldığı, belirtilen sebeplerle haksız şekilde açılan bu icra takibi neticesinde müvekkil firmadan toplam ----- tahsilat yapılmış olup ödenen bu bedellerin iadesinin gerektiği, bahsedilen sebeplerle ------ açısından iadesine kalan ve henüz ödenmeyen bedel için ise takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın, takibe konu çekin keşidecisi olduğunu, çeki ticari ilişkiler nedeniyle dava dışı---- verildiğini, çeki dava dışı---- çaldırdığını, söz konusu çek hakkında dava dışı lehtar----- davası açıldığını, yine takibe konu çek hakkında --- kararı alındığını, dava dışı lehtar --- kaşe ve imzasının sahte olduğunu, davalı müvekkilin hamil olmadığını, ilk ciro-lehtar olan ---- imzasının sahte olması nedeniyle ciro silsilesinin kopuk olduğu, dava konusu çekin haricen ödendiği, haciz baskısı nedeniyle ---- geri kalan miktar için borçlu olunmadığının tespiti iddiasıyla müvekkile karşı talep ederek huzurdaki menfi tespit davasını ikame etmiştir. iş bu dava ve tüm iddialar hukuki dayanaktan yoksun olup, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, dava konusu çekin dava dışı/lehtar --- cirolanarak verilmek üzere ---- verildiğini, ---- tarihinden dava konusu çekin ----aşamasında çalındığını, dava konusu çekteki ciroların kopuk ve geçersiz olduğunu, davalı ile kendisinden önceki cirantalar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını ayrıca dava konusu çek bedelinin gerçek son yetkili hamil olan dava dışı/lehtar---- ödediğini, dava konusu çek sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında ----tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.'nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Yargılama aşamasında davacı vekili tarafından sunulan ------ tarihli dilekçesi ile dava konusu çek bedelinin haricen ödendiğini ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesini talep ettiği görülmüştür. İİK 72 vd maddeleri gereğince davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır.
TTK 792 maddesinde; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir.
Dava konusu çekin incelenmesinde; ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı, çek üzerindeki ciro silsilesi tam olup, davalının yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca çek ödeme aracı olup sebepten mücerrettir. Çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iade ile yükümlü olup, davalı ------dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunun davacı tarafça inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir.
Somut olayda, davacı dava konusu çekteki imzayı inkar etmemektedir. Davacı tarafından dava konusu çekin dava dışı/lehtara gönderilirken kargoda çalındığını beyan edilmiş ise de, bu husus şahsi defi niteliğinde olup, davalıya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. ------ Başka bir deyişle davalının dava konusu çekin çalındığını bilmesi veya araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ayrıca dava konusu çekin dava dışı lehtar bünyesinde iken çalınması şahsi defi olduğundan ve davacının imza inkarı bulunmadığından soruşturma sonucunun da beklenmesine gerek bulunmamaktadır. Dosya kapsamı itibariyle davacı tarafından davalının dava konusu çeki iktisapta kötüniyetli veya iktisapta ağır kusurlu olduğuna ilişkin inandırıcı delil sunulmadığı anlaşılmaktadır. İspat yükü üzerinde olan davacıya mahkememizce yemin hakkı hatırlatılmış ve bu hususta kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafından yemin hakkının kullanılmasına ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı dikkate alınarak yöntemince ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Menfi tespit davalarında 2004 sayılı İİK 72/IV ve 72/V maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulu; gerek açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın uygulanmış olmasıdır. --------Ayrıca İİK 72/V maddesi kapsamında davacı/borçlu tarafından kötüniyet tazminatı talep edilebilmesi için davalı/alacaklı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Eldeki dosya bakımından yukarıda belirtilen şartlar oluşmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 59,30-TL 'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.390,85-TL harcın mahsubu ile artan 2.331,55-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde -------- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.