7. Hukuk Dairesi 2015/16133 E. , 2015/12773 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili davacının ... alt işveren olan davalılar nezdinde çalıştığını, iş sözleşmesini evlilik nedeni ile feshettiğini, iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece davanın husumetten reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Dairemizin 28.11.2013 tarihli ilamı ile “Somut olayda; davalı şirketler dava dışı .."na bağlı .."nin Bilgi Yönetim Sistem Hizmeti işini ihale yoluyla alarak, anılan hizmeti sözleşme tarih aralıkları içinde sırasıyla ifa etmişlerdir. Davacıya ait Hizmet Döküm Cetveli incelendiğinde, davacının 01.01.2006-24.01.2010 tarihleri arasında .. nezdinde, 25.01.2010-14.04.2011 tarihleri arasında ise ... Nezdinde çalışmasının bildirildiği görülmektedir. .."nin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerinden olan bilgi işlem hizmetleri işini ihale yolu ile almış olan davalı şirketlerin alt işveren oldukları ve kendi aralarında işyeri devri hükümleri çerçevesinde ihale süreleri ile söz konusu işi yaptıkları ve bu kapsamda alt işveren olarak sorumlulukları bulunduğu gözetilmeksizin, mahkemece kendi içinde çelişkili olan gerekçe ile davalı şirketler ile dava dışı .. arasında muvazaa olduğu belirtildiği halde bu kabul durumu ile çelişecek şekilde davalı şirketlerin husumet ehliyetleri olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması hatalıdır. Yapılacak iş, davalı şirketler ile dava dışı .. arasında alt işveren üst işveren ilişkisi olduğu ve davalı şirketler arasında alt işveren olarak işyeri devrinin söz konusu olduğu göz önünde bulundurularak dosyanın esası incelenip, davacının talepleri konusunda sonucuna göre karar vermektir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş,ek hesap raporu aldıktan sonra davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Davacı iş sözleşmesini evlilik nedeni ile feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı talebinde bulunmuş, mahkemece davacının evlilik nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesinden dolayı kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesi ile kıdem tazminatı hüküm altına alınmış ise de, dosya içeriğinden davacının 14.04.2011 tarihinde iş sözleşmesini evlilik hazırlıklarını gerekçe göstererek feshettiği, 23.04.2011 tarihinde evlendiği anlaşılmaktadır. Davacı iş sözleşmesinin evlenmeden feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazanması mümkün değildir. Bu itibarla kıdem tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalı olmuştur.
3-Davacı fazla mesai talebinde bulunmuş, mahkemece bozma sonrası hazırlanan ek hesap raporuna göre fazla mesai ücreti hüküm altına alınmış ise de, davacının fazla mesai yaptığını ispat etmek için dinlettiği tanıklardan .."nın beyanı hesaplama için yeterli değildir. Diğer tanık ise davacının babası olup davacı ile işyerinde çalışan davacının mesai düzenini bilebilecek bir tanık değildir. Hal böyle olunca ispatlanamayan fazla mesai ücret talebinin reddi yerine kabulü doğru olmamıştır.
4-Davacı vekili bozma kararı sonrası ıslah dilekçesi vererek dava konusu ettiği kimi alacakların miktarını arttırmıştır.
Mahkemece bozma sonrası yapılan ıslaha itibarla alacaklar hüküm altına alınmıştır.
Mülga 1086 sayılı HUMK"nun 84.maddesindeki hüküm 6100 sayılı HMK"nun 177.maddesinde aynen korunmuş ve ıslahın ancak tahkikat tamamlanıncaya kadar yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
YİBBGK"nun 04/02/1948 tarih ve 1944/10 Esas ve 1948/3 Karar sayılı kararında da bozma sonrası ıslahın mümkün olmadığı kesin bir şekilde belirtilmiştir. Bu itibarla bozmadan sonra yapılan ıslaha itibarla arttırılan miktarlar üzerinden alacakların hüküm altına alınması hatalıdır. Buna göre hüküm altına alınması gereken yıllık izin ücreti açısından dava ile istenen hüküm altına alınmalı, fazlası saklı tutulmalıdır.
5-Davacının dava açtığı ve alacak talebinde bulunduğu davalılardan son alt işveren olan .. açısından yıllık izin talebinin kabulü yerinde ise de, son alt işveren olmayan davalı .. yıllık izin alacağından sorumlu olmayacağı dikkate alınmadan bu davalının da yıllık izin ücretinden sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 22.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.