7. Hukuk Dairesi 2015/16382 E. , 2015/12787 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili müvekkilinin davalıya ait işyerinde çalışırken iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, fazla mesai yaptığını, yıllık izinlerini kullanmadığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın husumetten reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 23.09.2013 tarihli ilamı ile “...Mahkemece davacının imzalanan iş sözleşmesi ile dava dışı .."de 06.03.2008 tarihinde çalışmaya başladığı, işe giriş ve işten çıkış bildirgelerinde, ücretli-ücretsiz izin formlarında yine bu işveren firmanın isminin bulunduğu, salt bir kısım hissenin devrinin işyerinin devri anlamına gelmeyeceği, .."na yazılan müzekkereye verilen cevapta, ... olarak şube kaydının bulunduğu, ..."nin ..."ne devri ile ilgili herhangi bir tescil işleminin yapılmadığı gerekçesiyle davalıya husumet yöneltilemeyeceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafın büyük ölçüde hisse devri yapıldığı yönündeki beyanı, Masstaş çalışanlarının çalışmaya devam etmeleri, devir olgusunun sadece resmi kayıtlara göre değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında işyerinde gerçek bir devir olup olmadığının araştırılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, işyerinde keşif yapılarak, tüm belgeler de birlikte değerlendirilip işçilerin işyerinde kesintisiz olarak çalışmaya devam edip etmedikleri tespit edilip sonucuna göre karar vermektir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, işyerinde keşif yapmış, tanıkları dinlemiş, bilirkişi raporu aldıktan sonra bozma öncesinde toplanan delillerle birlikte değerlendirme yaparak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
İş sözleşmesinin feshi ihtilaflıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının çalıştığı işyerinin davalı şirket tarafından devralınmasından sonra, yönetim kurulu başkanı .."ın 21.01.2010 tarihinde yaptığı toplantıda “bizim sistemimize uyacaksınız çalışan çalışsın, çalışmayan istifasını versin, tazminatını alsın, ay sonuna kadar bize bildirsin” dediğini, bu sözlerin zımni fesih anlamına geldiğini ayrıca fabrika müdürü .."nın 31.01.2010 tarihinde “sana tazminat yok ,istifanı ver, git” şeklindeki beyanının da haksız fesih olduğunu iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı talep etmiştir.
Davalı vekili davacının yapıldığı belirtilen toplantı sırasında yıllık izinde olduğunu ayrıca bu sözlerin söylendiği kabul edilse bile fesih sayılamayacağını, davacının işe gelmediğini savunmuştur.
Davacı tanığı .. 21.01.2010 tarihinde yapılan toplantıda davalı şirket yönetim kurulu başkanının iddia edilen sözleri söylediğini doğrulamış ise de, davacının bu toplantıda hazır bulunmadığı kendi kabulü ile sabit olduğu gibi, bu sözlerin haksız fesih olarak kabulü mümkün değildir. Bundan başka, davacı fabrika müdürünün kendisine “istifanı ver git, sana tazminat yok“ dediğini ispat edememiştir. Davacının fesih tarihi olarak belirttiği 31.01.2010 tarihinden bir gün sonra 01.02.2010 tarihinde başka yerde çalışmaya başladığı da dikkate alındığında iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından feshedildiği açıktır. Ancak davacının ödenmeyen fazla mesai ücretlerinin bulunması, davacı tanığının beyanına göre işyeri devrinden sonra yoğunluğun artması, çalışma şartlarının önceki firmaya göre çok zorlaşması nedeni ile davacı iş sözleşmesini fesihte haklıdır. Bu itibarla kıdem tazminatının kabulü yerinde ise de, ihbar tazminatının reddi yerine hüküm altına alınması, alacakların net mi brüt mü olduğunun karar yerinde gösterilmemesi hatalı olmuştur.
O halde davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.