Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1020
Karar No: 2017/7667
Karar Tarihi: 28.11.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/1020 Esas 2017/7667 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/1020 E.  ,  2017/7667 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/09/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davalının 22/03/2013 tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2013/37811 soruşturma no"lu şikayet dilekçesinde davacı tarafından nitelikli dolandırıldığını iddia ettiğini, bu şikayette davalının hak arama özgürlüğünün sınırlarını aştığını, şikayet dilekçesinde yazılan ifadelerin davacının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu, davacının bu şikayet dilekçesini taraflar arasında devam eden başka davalarda cevap dilekçesine ek olarak sunduğunu, bu nedenle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek uğradığı manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili, şikayetin Anayasal hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece; şikayet hakkının, hak arama özgürlüğü sınırlarının aşılarak kullanıldığı ve şikayet edilen davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
    Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
    Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
    Dosyasının incelenmesinde; davalının annesi dava dışı Şükriye Narin tarafından davacı ve davalı kızı hakkında, ... Cumhuriyet Başsavcılığına dolandırıcılık suçundan 08/08/2011 tarihinde şikayet dilekçesi verilmiş, Şükriye Narin bu şikayetinde, davalı kızının davacı ile tanıştıktan sonra değiştiğini, kızının davacının manevi baskısı nedeniyle davacıya yüklü miktarda farklı bankalardan para aktarımı yaptığını, buna ilişkin makbuzların olduğunu, davalı kızının evine ve işyerine davacı tarafından Arapça yazılar asıldığını, bu şekilde kızının dolandırıldığını düşündüğünü belirtmiştir. ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/14092 soruşturma numaralı kararıyla davalının ticari bir işletmesinin olması, bu işletmenin borçlarını kapatmak için kredi çekmesi ve davalının davacıdan herhangi bir şikayetinin olmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
    Davalı tarafından davacı hakkında 22/03/2013 tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcılığına dolandırıcılık, kasten öldürmeye teşebbüs ve tehdit suçlarından şikayet dilekçesi verilmiş, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda davacı hakkında daha önce soruşturma açılarak kovuşturmama kararı verildiği ve yeni delil de ortaya çıkmadığı takdirde mükerrer soruşturma yapılamayacağından esasa girilmeksizin kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Şu durumda, dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, tarafların önceye dayalı samimi arkadaşlıklarının sonradan bozulduğu, aralarında birden fazla davalar açıldığı, bu nedenle davalının şikayetinde somut birtakım emarelerin zayıf da olsa bulunduğu anlaşılmakla, şikayetin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı kabul edilerek davalı hakkındaki haksız şikayet nedeniyle açılan manevi tazminat davasındaki istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin haksız olduğundan bahisle istemin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi