
Esas No: 2016/5870
Karar No: 2019/8185
Karar Tarihi: 18.09.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/5870 Esas 2019/8185 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine sigortalı konutun bulunduğu bina çatısında 29.09.2013 tarihinde çıkan yangın sonucu sigortalı konutta oluşan hasar nedeniyle davalının sigortalısına ödemede bulunduğunu, ödenen bedelin binanın mantolama-çatı tadilatı işini yapan ve adam çalıştıran sıfatıyla davacıdan rücuen tahsili için davacı aleyhine icra takibine geçildiğini, meydana gelen yangın dolayısı ile atfedilebilecek hiçbir kusuru ve bu yangınla illiyet bağı olmadığını, zararın yangından değil de itfaiyenin sıktığı sulardan kaynaklandığını, talep edilen bedelin fahiş olduğunu, icra takibine itiraz edilememesi sebebi ile icra takibinin kesinleştiğini ve haksız yere icra takibi ile karşı karşıya kaldığını belirterek davacının Tekirdağ 2. İcra Müdürlüğünün 2013/11467 sayılı icra dosyası ile davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; uzman bilirkişilerden alınan raporlarda dairedeki hasarın, çatıdaki yangının söndürülmesi esnasında kullanılan sudan meydana geldiğinin belirtmesi, onarımı yapan ustanın yaptığı tamirattan davacının haberinin olmayıp ustanın davacı adına hareket ettiğinin kanıtlanamadığının ve bu itibarla oluşan zarar ile davacı arasında uygun illiyet bağı bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen alacak istemine dair başlatılan icra takibi nedeni ile menfi tespit davasına ilişkindir.
Davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu sözleşme konut sigortası olup, sigorta poliçesinin adının hayat emeklilik olarak yazılması bozma nedeni yapılmamıştır.
Davacının, davasının yalnızca onarımı yapan ustanın yaptığı tamirattan davacının haberinin olmayıp ustanın davacı adına hareket ettiğinin kanıtlanamadığının ve bu itibarla oluşan zarar ile davacı arasında uygun illiyet bağı bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle kabulüne karar verilmesi gerekirken uzman bilirkişilerden alınan raporlarda dairedeki hasarın, çatıdaki yangının söndürülmesi esnasında kullanılan sudan meydana geldiği belirlemesine gerekçede yer verilmiş olması, oluşan hasarın yangının söndürülmesinin doğal sonucu olduğunun gözetilmemesi doğru görülmemiş, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK.nun 438/9.maddesi uyarınca değişik bu gerekçeyle onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın HUMK.nun 438/9.maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 746,28 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 18/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.