3. Hukuk Dairesi 2014/13785 E. , 2015/389 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MERSİN 3. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2014
NUMARASI : 2013/704-2014/291
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların Mersin 4.Aile Mahkemesinin 2011/1234 E.-2012/620 K.sayılı, 10/09/2013 tarihinde kesinleşen ilamı ile boşandıklarını, kararda 400,00 TL nafakaya hükmedildiğini ve müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, kararın icraya konulduğunu, müvekkilinin maaşından Temmuz 2013 itibarıyla nafaka ve tazminat kesintileri yapıldığını, davalının bir dershanede uzman olarak çalıştığını, maaşının uygun olduğunu, yoksulluk nafakasına ihtiyacının olmadığını, müvekkilinden haksız yere nafaka aldığını, bu nedenlerle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davalının sigortalı ve maaşlı işe başladığı tarih itibariyle müvekkilinden tahsil edilen nafakanın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dershanede kayıt bürosunda memur olarak çalıştığını, gelirinin 803,00 TL olduğunu, müvekkilinin babası ile birlikte yaşadığını, evin geçimini üstlenebilmek adına çalışmaya başladığını, ev giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, evin kira olduğunu, müvekkil lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının müvekkilinin hayatına devam edebilmesi için büyük önem taşıdığını, müvekkilinin yoksulluktan kurtulamadığını, müvekkilin takdir edilen nafakaya ihtiyaç duyduğunu, bu nedenlerle verilen nafakanın devam etmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalının sabit işi ve geliri bulunduğu ve dosyada mevcut işe giriş bildirgesinden de bu durumun belgelendirilmiş bulunduğu, davalının maaşı davalıyı yoksulluktan kurtarmasa da davacının ekonomik ve sosyal durumu itibarıyla davacıyı nafaka yükümlülüğü altında tutmanın hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davalının düzenli işe başlaması ve geliri olmasına rağmen nafaka tahsil etmeye devam etmesi nedeniyle nafakanın haksızlığının hukuken sabit olduğu dava tarihinden geçerli olmak üzere tahsil edilen nafakanın davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.
Yine; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını imkansız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir gelir seviyesi olarak kabul edilmemektedir (HGK 07.10.1998 gün 1998/2-656 G.688 K., HGK 28.02.2007 gün ve 2007/3-84 E.-95 K.sayılı kararları).
Dosya kapsamına göre, tarafların Mersin 4.Aile Mahkemesince 11.09.2012 tarihinde boşandıkları, davalı lehine 400 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, hükmün nafaka, tazminat ve ziynet eşyaları yönünden 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği; davacının cam sanayiinde çalıştığı, aylık 1.800 TL gelirinin bulunduğu, müşterek çocuğuyla birlikte annesinin yanında kaldığı; davalının, asgari ücretle dersanede çalıştığı, 250 TL kira verdiği anlaşılmaktadır.
Günümüz ekonomik koşullarına göre davalının aldığı nafaka ile geçinmesi mümkün değildir, işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir. Ancak, elde ettiği asgari ücret onu yoksulluktan kurtaracak seviyede olmasa da mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği de açıktır. Bu durumda asgari ücret seviyesindeki gelirin yoksulluğu tümden kaldırmadığı, ancak, dava tarihindeki şartlara göre; davacı kadının zorunlu ihtiyaçları, ülkedeki ekonomik yapı ve enflasyon nedeniyle paranın satın alma gücünün düşmesi ile TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak nafakada uygun miktarda indirim yapılması gerekirken, nafakanın tamamen kaldırılması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.