4. Hukuk Dairesi 2017/3753 E. , 2017/7881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... Gazete Dergi Basım A.Ş. ve ... aleyhine 13/03/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davalı yönünden kısmen kabulüne dair verilen 30/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Davacının davalılardan ..."e yönelik temyiz itirazları yönünden; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı ... Gazete Dergi Basım A.Ş."nin (...) temyiz itirazları yönünden;
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı ... Gazete Dergi Basım A.Ş. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı şirkete ait ..."nin 28/12/2013 tarihli nüshasında "İmam Nikahı" başlıklı yazıda kullanılan ifade ve ithamların mesleki ve özel hayatındaki itibarını sarstığını ve kişilik haklarına saldırı içerdiğini iddia ederek, oluşan zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili, davalı ..."in genel yayın yönetmeni olduğunu ve Basın Kanunu"nda sayılan sorumlular arasında yer almadığından hakkında açılan davanın pasif dava ehliyeti bulunmadığı için usulden, diğer davalı hakkında açılan davanın ise haberde yer alan ifadelerin kamuoyunu bilgilendirme amaçlı olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırı kastı içermediği için esastan reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davalı ... Gazete Dergi Basım A.Ş. yönünden ise haberde yer alan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve
güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 10. maddesi bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yerleşik içtihatlarıyla oluşturulan ilkelerden biri de ifade özgürlüğüne ilişkindir. Buna göre; ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun esaslı temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve her bir bireyin gelişimi için temel koşullardan birini oluşturur. İfade özgürlüğü sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan “haber“ ve “düşünceler“ için değil, aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Sözleşmenin 10. maddesinde belirtildiği üzere bu özgürlüğün istisnaları vardır; ancak bu istisnalar dar yorumlanmalı ve bir kısıtlama ihtiyacının bulunduğu inandırıcı bir şekilde ortaya konmalıdır (Prof.Dr.Osman Doğru-Dr.Atilla Nalbant; İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, Cilt:2, s.365, Nilsen ve Johnsen [BD] 43). İfade özgürlüğü ayrıca herkesin, demokratik bir toplumun özünde yer alan görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olması anlamına gelmektedir.
Dava konusu "İmam Nikahı" başlıklı yazıda; dava dışı ..."ın dava dışı ... ile irtibat kurmak için dolaylı bir yol izleyerek kardeşi olan davacıyı ..."in kardeşi ile görüştürmesinin eleştirildiği, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte ifade özgürlüğüne getirilmesi gereken bir
sınırlamanın gerekli olmadığı, davacıya yönelik herhangi bir küçültücü veya hakaret niteliğinde ifadeye yer verilmediği, yayının konusu ile kullanılan sözler arasında düşünsel bağlılık anlamında öz ile biçim arasındaki dengenin korunduğu, davacının kişilik haklarına saldırının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davalının manevi tazminatla sorumlu tutulması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı ... Gazete Dergi Basım A.Ş. yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davacının davalı ..."e yönelik temyiz itirazlarının ise ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalı ...Gazete Dergi Basım A.Ş."den peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.