Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1036
Karar No: 2017/7923
Karar Tarihi: 05.12.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/1036 Esas 2017/7923 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/1036 E.  ,  2017/7923 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... Müdürlüğüne izafeten Hazine vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 05/01/2011 gününde verilen dilekçe ile kurum zararına dayalı alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kurum zararına dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Dosya kapsamından, davalılardan ...’ın kendisini vekil ile temsil ettirmemesine karşın, gerekçeli kararın vekili sıfatı ile Avukat ...’e yapıldığı anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece, gerekçeli karar davalı asile tebliğ edilerek, temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
    2) 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır.
    Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” hükmüne yer verildiği, Tebligat Kanunu"nun ""Tebligat Mazbatası"" başlıklı 23. maddesinin 7. bendinde ""21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığının, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılmasının" emredildiği, ""Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi"" başlıklı Tebligat Yönetmeliği"nin 35. maddesinin (f) bendinde ise ""30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının" hüküm altına alındığı görülmüştür.
    Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu"nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliği"nin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde Tebligat Yönetmeliği"nin 30. maddesinin 2, 3, 4 ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliği"nin 35. maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
    Somut olayda; davalılardan ... adına çıkartılan tebligat parçasında, adresin geçici olarak kapalı olduğu gerekçesi ile muhtara teslim edilerek,
    ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı belirtilmişse de; yukarıda açıklanan Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği gereğince, muhatabın en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya bildirildiğine ilişkin bir açıklama ile geçici olarak bulunmama nedeninin belirtilmemesi nedeniyle denetime elverişli olmayan tebligat usulüne uygun değildir. Bu nedenle gerekçeli kararın davalılardan ...’na usulüne uygun tebliği sağlanarak temyiz süresi beklenildikten sonra dosyanın temyiz incelemesi için yeniden gönderilmek üzere mahkemesine bu nedenle de geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
    3) Davalılardan ...’a yapılan gerekçeli kararın tebliğinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre yapıldığı, ancak usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. İlgili Kanun"da tebligatın nasıl yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Buna göre; gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılacaktır. Oysa davalıya yapılan tebligat parçasından tebligatın muhtara bırakıldığı ancak ihbarnamenin kapıya yapıştırılmadığı, teslim edilen muhtarın adının ve tebliğ tarihinin bulunmadığı dolayısıyla geçerli tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle gerekçeli kararın davalılardan ...’a usulüne uygun tebliği sağlanarak temyiz süresi beklenildikten sonra dosyanın temyiz incelemesi için yeniden gönderilmek üzere mahkemesine bu nedenle de geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
    4)Tebligat Kanunu"nun 10/1-2 maddeleri "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresi, bilinen son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükümlerini içermektedir. Aynı Kanunun 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise mernis adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen adrese çıkartılması, bu adreste yapılamayarak iade edilmesi halinde ise mernis adresine çıkartılması gerekmektedir.
    Dosyanın incelenmesinde, davalılardan ... adına gerekçeli kararın, Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edilmiş olduğu, ancak tebligatın yapıldığı adresin adı geçen davalının mernis adresi olduğu, yargılama safahatında “1 Nolu Sağlık Ocağı Nusaybin Mardin” adresine tebligat yapılmış olması karşısında, davalıya 21/2 göre mernis adresinde tebligatın şartları oluşmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, öncelikle davalı ..."in bilinen adresine mernis şerhi konulmadan tebligat çıkarılması, iş bu tebligatın yapılamaması halinde, Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesinin şartlarının değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle; mahkemece, adı geçen davalıya gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilerek, temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmesi için de dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda (1-2-3-4) sayılı bentlerde açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 05/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi