Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1360
Karar No: 2020/9217
Karar Tarihi: 05.10.2020

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/1360 Esas 2020/9217 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2020/1360 E.  ,  2020/9217 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1- Sanıklar ..., ..., ... ve ..."un TCK.nın 37/1 maddesi delaletiyle 158/1-d, 62, 53 maddelerigereğince mahkumiyet (Sanıklar ve ... hakkında TCK"nın 53/5 maddesi uyarınca avukatlık mesleğinin tanıdığı hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmalarına)
    2- Sanıklar ..., ..., ... ve ..."un TCK.nın 37/1 maddesi delaletiyle 204/1,62,53 maddeleri gereğince mahkumiyet (Sanıklar ... ve ... hakkında TCK.nın 53/5 maddesi uyarınca avukatlık mesleğinin tanıdığı hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmalarına)

    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar ..., ..., ... müdafiileri, sanık ... ve O yer C.Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Gerekçeli karar başlığında 31/12/2008 olarak gösterilen suç tarihinin suça konu senedin İstanbul 19. İcra Müdürlüğü"nün 2012/1637 esas sayılı dosyasında icra takibinin başlatıldığı 17/02/2012 tarih olarak yazılması gerekmekle, bu husus mahalinde düzeltilmesi mümkün hata olarak görülmüştür.
    Her ne kadar tebliğnamede sanıklar ... ve ..."ın İstanbul Barosu’na bağlı avukat olmaları nedeniyle 1136 sayılı Avukatlık Kanun’un 58. ve 59. maddeleri ve CMK.nın 223/8 maddenin 2.cümlesi gereğince haklarında durma kararı verilerek; 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 58. maddesi gereğince soruşturma izni istenilmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir edilmesi, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 211. ve 159. maddesinin tartışılması, nitelikli dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığının gerekçeli kararda tartışılması, iğfal kabiliyetinin gözlem ile belirlenmesi gerektiği hususlarından bozma yönünde görüş bildirilmişse de; 1136 sayılı Avukatlık Kanun’un 58. maddesinde "Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır." hükmüne yer verildiği, ancak somut olayda avukat olan sanıklar ... ve ..."ın eylemlerinin avukatlık görevinden kaynaklanmadığı gibi bu görevin ifası sırasında da gerçekleştirmedikleri anlaşıldığından, yine 5237 sayılı TCK’nın 211. maddesinde bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahtecilik suçu ile TCK’nın 159. maddesinde bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla dolandırıcılık suçlarının oluşması için aralarında bir hukuki ilişkinin gerçekte var olması sahteciliğin bu ilişkinin varlığının ispatı için yapılması, dolandırıcılığın ise bu hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılması gerektiği ancak tüm dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere sanıkların katılandan 14.181.178 USD karşılığı 25.000.000 TL bedelli hukuki ilişkinin varlığının ispatından ve alacağının tahsilinden bahsedilemeyeceği, bu haliyle TCK’nın 159 ve 211. maddelerinin uygulanma koşullarının oluşmayacağından, yine katılan aleyhinde yapılan icra takibi neticesinde, katılanın menkul ve gayrimenkulleri üzerine haciz işlemlerinin uygulandığı ve sanıkların üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun tamamlandığı, bononun TTK. hükümleri gereği yasal unsurları taşıdığı, yapılan sahteciliğin iğfal kabiliyetini haiz olduğu anlaşılmakla; tebliğnamedeki belirtilen hususlara yönelik bozma önündeki görüşlere işrirak edilmemiştir.
    İstanbul ili Eyüp ilçesi Kemerburgaz semtinde bulunan ve Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince orman alanı dışına çıkarılıp özel mülkiyete konu edilebilecek alanlara ilişkin olarak, katılanın kendi ailesinden kalan ve bizzat tarafından kullanılan taşınmazların açılan davalar sonucu katılan adına tescil ve kaydının yapıldığı, sanıklar ... ve ... tarafından söz konusu taşınmazların mülkiyetinin kazanılması sürecinde katılana yardımlar yapıldığı gerekçesiyle yaklaşık 15 dönümlük kısmının kendilerine verilmesi gerektiğinin iddia edildiği, taraflar arasında tanık... aracılığıyla yapılan görüşmede sanıkların 2.000.000 TL talep ettikleri, katılanın bunu kabul etmemesi üzerine sanıklar ... ve ... tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Polis Kriminal raporuna göre sahte olduğu tespit edilen, katılanın borçlu olarak göründüğü 26.250.000 USD bedelli bononun tahsil amacıyla avukatlık yapan diğer sanıklar ... ve ..."a tahsil cirosu ile verildiği, adı geçen avukat sanıkların alacaklı sıfatıyla, katılan aleyhine İstanbul 19.İcra Müdürlüğünün 2012/1637 E sayılı dosyası üzerinden toplam 14.181.178 USD karşılığı 25.000.000 TL olarak haciz işlemine başlanılması üzerine durumdan haberdar olan katılanın vekili aracılığıyla imza ve borca itiraz etmesi şeklinde gerçekleşen olayda;
    1- Sanıklar ... ve ...’ün resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanıklar ..., ... müdafiileri, sanık ... ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Her ne kadar sanıklar savunmalarında üzerlerine atılı suçları işlemediklerini savunmuşlarsa da; bono ve bononun dayanağını oluşturan sözleşme üzerinde yapılan kriminal incelemeler sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında suça konu bonodaki borçlu “...” adına atılan imzaların katılana ait olduğu fakat, bu imzaların bono için değil başka amaçla atıldıkları, atılış amaçları dışında üstteki metin ile bağlantıları koparılıp daktilo ile boş kısmın bono olarak doldurulduğunun ayrıca katılan adına atılan imzaların düzenleme tarihi olan 2008 yılı imzaları ile değil 1998 yılında attığı imzalar ile uyumlu olduğu görüş ve kanaatlerinin bildirilmesi, katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanık anlatımları, İstanbul 19.İcra Müdürlüğünün 2012/1637 E sayılı dosyası, tapu kayıtları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların fikir ve irade birliği içerisinde hareket ederek, katılan tarafından başka amaçla atılan imzalı evrakın yazı ile imza arasındaki boşluğundan faydalanılarak boş kısma daktilo ile bono haline getirip, belirtilen şekilde oluşturulan sahte bono ile icra takibi yapmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri anlaşılmakla; aynı gerekçeye dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar ..., ... müdafiileri, sanık ...’un suçun sabit olmadığı, unsurlarının oluşmadığı, delilelrin hatalı takdir edildiği, mahkumiyet hükmünün usul ve kanuna aykırı olduğu, O yer C.Savcısının mahkumiyet hükümlerinin alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle takdir geretiği gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA;
    2- Sanıklar ..., ...’ın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanıklar ..., ... müdafiileri ve O yer Cumhuriyet Savcısının sair temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Sanıkların savunmaları, bono ve bononun dayanağını oluşturan sözleşme üzerinde yapılan kriminal incelemeler sonucu düzenlenen bilirkişi raporları, katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanık anlatımları, İstanbul 19.İcra Müdürlüğünün 2012/1637 E sayılı dosyası, tapu kayıtları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların fikir ve irade birliği içerisinde hareket ederek resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri anlaşılmakla; aynı gerekçeye dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar ..., ... müdafiileri ve O yer Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanıklar ..., ...’ın avukatlık mesleğinin ifası sırasında ve 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmaksızın atılı suçu işlediklerinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrasının uygulanması
    Kanuna aykırı, sanıklar ..., ... müdafiileri ile O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükümler fıkrasında yer alan TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmasına ilişkin “sanıklar ... ve ..."ın avukatlık görevleri sırasında müsnet suçu işledikleri anlaşılmakla, TCK nun 53/5 maddesi uyarınca cezanın infazından sonra işlemek üzere verilen cezanın yarı oranı olan 1"er yıl 5"er ay 15"er gün süre ile ayrı ayrı avukatlık mesleğinin tanıdığı hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmalarına” ibralerinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA
    3- Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanıklar ..., ..., ... , ... müdafiileri, sanık ... ve O yer C.Savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Sanık savunmaları, kriminal incelemeler sonucu düzenlenen bilirkişi raporlar, katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanık anlatımları, tapu kayıtları, İstanbul 19.İcra Müdürlüğü’nün 2012/1637 E sayılı dosyası ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların fikir ve irade birliği içerisinde hareket ederek,nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri anlaşılmakla; aynı gerekçeye dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar ..., ..., ... müdafiileri, sanık ... ve O yer Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a- Sanıklar hakkında; 5237 sayılı TCK"nın 158/1-d maddesi gereğince hüküm kurulurken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hapis cezasına hükmedilmesi,
    b- Sanıklar ..., ...’ın avukatlık mesleğinin ifası sırasında ve 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmaksızın atılı suçu işlediklerinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrasının uygulanması
    Kanuna aykırı olup, sanıklar ..., ..., ..., ... müdafiileri, sanık ... ve O yer C.Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 05/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi