15. Ceza Dairesi 2020/2245 E. , 2020/9221 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/02/2019 tarihli ve 2018/245416 soruşturma, 2019/16946 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/10/2019 tarihli ve 2019/3030 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 02/04/2020 gün ve 94660652-105-34-3748-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/05/2020 gün ve 2020/44061 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, şüphelinin, müştekinin icra müdürlüğündeki işlerini çözme vaadiyle müştekiden senet alması olayına ilişkin başlatılan soruşturma sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, tanık beyanlarının müştekinin iddialarını doğrular mahiyette oluşu, şüphelinin müştekinin oğlu ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle bahse konu senedin kendisine verildiği şeklindeki savunmasının, müştekinin oğlunun beyanları ile örtüşmemesi, somut olaydan bağımsız olarak şüpheli hakkında başka kişilerce yapılan ve adli mercilere yansıyan benzer mahiyette şikayetlerin bulunması karşısında, şüpheli hakkında toplanan delillerin üzerine atılı suçtan kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu ve bu delillerin mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1) İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği"nin 2018- 8514 değişik iş sayılı kararı yönünden ;
Sanık hakkında 02/02/2017 tarihinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara itiraz üzerine merci İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği"nin 2018- 8514 değişik iş sayılı kararı ile eksik soruşturma yapıldığından bahisle itirazın kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 6545 sayılı Kanun"un 71. maddesi ile değişik 173/3. maddesinde yer alan, “Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder...” şeklindeki düzenleme karşısında, Sulh Ceza Hâkimliğince soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi ve Cumhuriyet savcılığınca söz konusu bu hususlarla ilgili eksiklikler giderildikten sonra şüpheli hakkında itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekliliğinden
2) İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/10/2019 tarihli ve 2019/3030 değişik iş sayılı kararı yönünden ;
İtirazın reddine konu kararın esas değerlendirmesinden evvel ilk merci tarafından soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi ve Cumhuriyet savcılığınca söz konusu bu hususlarla ilgili eksiklikler giderildikten sonra şüpheli hakkında itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği cihetle, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeniden yapılan soruşturma sonunda 05/02/2019 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, Cumhuriyet savcılığı tarafından ilgili eksiklikler giderildikten sonra daha önceden soruşturmanın genişletilmesine karar veren merciince itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği, kesin nitelikteki İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2018- 8514 değişik iş sayılı kararının olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yolu ile bozulmadan yeniden verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı anlaşıldığından, anılan gerekçe ile itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi bakımından Kanun Yararına Bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.