MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yalan beyan
HÜKÜM : Mahkumiyet

5271 sayılı CMK"nin 231/8-son cümlesi hükmü uyarınca 03.08.2004 tarihli suç tarihinden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 19.02.2010 tarihine kadar asli zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 26.11.2014 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle ihbar üzerine dosyanın yeniden ele alındığı, böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 19.02.2010 tarihinden itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suçun suç tarihi olan 02.11.2011 tarihine kadar asli zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanığa yüklenen suç tarihi itibarıyla yürürlükte olan 765 sayılı TCK"nın 351. maddesinde düzenlenen kimliği hakkında yalan beyan suçundan, yasada gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibarıyla tabi oldukları, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nin 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, sanık hakkında suç tarihi olan 03.08.2004 tarihinden, hükmün açıklandığı 10.02.2015 tarihine kadar gerçekleştiği ve kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu kısmının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nin 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı Yasa"nın 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞMESİNE, 04.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.