Abaküs Yazılım
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2017/1129
Karar No: 2021/750
Karar Tarihi: 03.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1129 Esas 2021/750 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1129 Esas
KARAR NO : 2021/750 Karar

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 14/12/2017
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ... ile davalı şirketin ortağı ... arasında 29/12/2007 tarihinde hisse devri sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile satıcı olan davacının şirketteki mevcut 1.290.000,00 TL değerindeki 430 payını şirketin diğer ortağı ...'ya devrettiğini, alıcı ...'nun da bu hisseler karşılığı şirkete ait ...'de bulunan fabrika binasının 3/4 'ü payı ile ... plakalı aracın kendisine sağlanması taahhüdünde bulunduğunu, davalı şirketin yönetim kurulu tarafından hisse devir sözleşmesinden sonra alınmış olan 23/06/2009 tarih ... nolu kararı ile hisse devrinin onayladığını, ancak alıcının davalı şirket tarafından işletilmekte olan fabrika binasının kendisine verilmesi taahhüdünde bulunduğunu, ancak fabrika binasının kaçak olması ve bu nedenle iskan almanın mümkün olmaması ve binanın enkaz değerinin olmaması nedeniyle hisse devir sözleşmesine konu karşı edimin ifasının sözleşmenin kurulması aşamasında imkansız olduğunu, keza karşı edim bakımından sözleşme taşınmaz devrine ilişkin olduğundan resmi şekilde yapılması gerektiği halde yapılmamış olması nedeniyle sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu nedenle ve alınmış olan yönetim kurulu kararının alınmasına 1923 doğumlu ... yerine 1963 doğumlu ...'nun katılmış olması nedeniyle alınmış olan yönetim kurulunun batıl olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle batıl olduğunun tespiti istenen 23/06/2009 tarihli ve ... nolu kararın alınmış olması üzerinden davanın açıldığı tarih itibariyle 8 yıl geçtiği için bu karara karşı butlan iddiasında bulunmanın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafından daha önce ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı (Eski ... 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas) dosyası üzerinden vermiş oldukları cevapları tekrar ettiklerini, cevapları kapsamında 23/06/2009 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olmadığını, 23/06/2009 tarihinde yapılan yönetim kurulunda... ve 2009/5 sayılı iki karar alındığını, ...sayılı kararın davacı tarafından dava dışı ...'ya satılan hisselerin devrine ilişkin sözleşmenin onaylanması, ... sayılı yönetim kurulu kararının ise taşınmaz satışına ilişkin olduğunu, bu kararlardan kaynaklanan usuli eksikliklerin giderilmesi amacıyla daha sonra genel kurul kararı da alındığını, davacı tarafından ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin ...Esas sayılı dosyası üzerinden açılmış olupta takipsiz bırakıldığı için açılmamış sayılmasına karar verilen dava da alınmış olan 25/11/2013 havale tarihli ek bilirkişi raporu ile ... sayılı yönetim kurulu kararının geçerli olduğunun tespit edildiğini, ... sayılı yönetim kurulu kararının ise genel kuruldan yetki alınmadan alınmış olan bir karar olduğu için geçersiz olduğu kanaatine varıldığını, ancak alınan raporda bilirkişilerin ... sayılı yönetim kurulu kararına yönelik olarak belirttikleri kanaate de katılmadıklarını, kaldı ki davacının hisselerinin 29/10/2007 tarihli sözleşme ile ve buna dayanak 23/06/2009 tarih ve ... sayılı yönetim kurulu kararı ile dava dışı ...'nun davalı şirketin %90 hissesine sahip olduğunu, tüm bu sebeplerden davacının kötü niyetli olduğunu ve bu nedenle açılmış olan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davalı anonim şirket yönetim kurulunun almış olduğu 23/06/2009 tarih ve ... sayılı yönetim kurulu kararının batıl bir karar olduğunun tespiti davasıdır.
6102 sayılı TTK m. 391'de "eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanımlarını kısıtlayan ya da güçleştiren ve diğer organların devredilmez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin" şeklindeki örnek olarak sayılan sebeplerden dolayı yönetim kurulu kararlarının butlanının tespiti davasının açılması mümkündür. (Ersin Çamoğlu/ Reha Poroy/Ünal Tekinalp(2017) Ortaklıklar Hukuku Cilt 1 No:534) Bu kapsamda hukuki yararı olan kişiler yönetim kurulu kararlarına karşı herhangi bir süreyle bağlı olmaksızın butlanın tespiti davası açabilirler.(bkz.Gerekçe m.391)
Ancak davamıza konu karar 29/12/2007 tarihinde alınmış olduğundan, 6103 sayılı yürürlük kanunun 2/I-a maddesi gereği, uyuşmazlığın 6762 sayılı eTTK kapsamında çözülmesi gerekir. Fakat 6762 sayılı TTK'da yönetim kurulu kararlarının butlanı düzenlenmiş değildir. Bu nedenle ihtilafın 6762 sayılı eTTK. m.1 gereği, 818 sayılı BK m.19-20 hükümleri kapsamında çözülmesi gerekir. (Hediye Bahar Sayın, Pay Sahibi haklarının korunması kapsamında anonim ortaklık yönetim kurulu kararlarının butlanı, İstanbul, 2015, s.71-72)
Davacı ... ... ile davalı ... arasında akdedilen 29/12/2007 tarihli "Özel Sözleşme" başlıklı sözleşmenin "... ve ... birbirleriyle olan ticari ilişkilerini aşağıdaki şartlarla ayırmak konusunda şahitler önünde anlaşmaya varmışlardır. Madde 1: a)ŞİRKET-Şirkete ait tüm hisseler, ticari emtiası, tüm alacak ve borçları, marka ve patent hakları, tüm çalışan ve diğer 3.şahıslarla ilgili hukuku, resmi makamlara karşı geçmiş ve gelecek sorumlulukları, tüm makine ve taşıtları, nakitleri ve bütün banka hesapları, ... Fabrika binasının 1/4 hissesi. Veya b)... fabrika binasının 3/4 hisesi ve ... araba. Madde 2:-... fabrikanın 3/4 hissesi için aylık net 10.000 YTL kira ile 5 yallık kontrat yapılır. 12 ay boyunca ilave 5.000 YTL. ödeyerek 6 aylık kira bedeli kadar bir depozit ihdas eder. Kira sözleşmesinin sonuna kadar büyük hissedarda depozito olarak tutulur. Kira borcu 3 aylık rakama ulaştığında mal sahibi tahliye davası ikame edebilir. Şirket muhalefet edip tahliyeyi engellemeyeceğini kabul ve tanhhüt eder. Tahliye davası açılması halinde veya erken tahliyede depozito geri iade olunmaz, demirbaşa yapılan zarar ve birikmiş kira için ayrıca alacak davası ikame edilebilir, Devirlerden doğan KDV ve tapu masrafları şirketçe karşılanır. Fabrika binasına iskan alınması ve bunun için gerekli masraf şirket tarafından karşılanır. Taraflar beraber karar vermedikçe kontrat süresince mülkiyeti devredemez, izaleyi şüyu davası açamaz. Bu durumda karşı tarafa 1.000.000 YTL ceza ödenir. Madde 3:Devir dönemi ile ilgili ayrıntılar, anlaşmanın ruhuna uygun iyiniyetle çözülecektir. Çıkabilecek anlaşmazlıklarda, Şahitlerin hakemliğini, taraflar peşinen kabul ederler. Madde 4:Anlaşmanın imzalanmasından gayrimenkulün devrine kadar geçecek sürede emniyet için taraflar, karşı tarafın şahidine 800.000.-YTL açık tarihli senet imzalayarak teslim ederler. Madde 5:... şirketin mevcut faaliyetleri ile ilgili hiçbir iş yapmayacağını kabul ve taahüt eder. Aksi takdirde karşı tarafa 1.000.000 ytl ceza öder. İşbu dört maddeden oluşan anlaşmayı şahitler huzurunda okuyup, kendi arzumuzla baskı altında olmaksızın imzaladığımızı beyan ederiz. ...,29.12.2007” şeklindeki hükümleri ile taraflar anlaşmaya varmıştır. Anlaşma ile davacı ..., şirkete ait fabrikanın 3/4 payının mülkiyetinin ve ... arabanın kendisine sağlanması karşılığında, şirketteki tüm hisselerini dava dışı alıcı ...'ya devretmeyi kabul ve taahhüt etmiştir.
Davacı ... tarafından dava dışı alıcı ...'ya yönelik olarak ... 3. Noterliği'nin ...tarih ve ... no'lu evrakı üzerinden keşide edilen ihtarnamenin "29.12.2007 farikli özel sözleşmenin ... tarafından yapılacak işlemlerinin bu tarihe kadar yerine getirilmediği, oysa ...'nun sözleşmeden sonra şirketi fiilen teslim ettiği, hukuki durumun 29.12.2007 tarihinden önceki şekle dönmek üzere sözleşmenin feshedildiğini, ... 'ya ait değerlerin iadesinin gerektiği” şeklindeki içeriği ile davacı kendi edim borcunu yerine getirdiği halde, karşı edim borcunun yerine getirilmemiş olması nedeniyle davacı tarafından hisse devir sözleşmesi feshedilmiştir.
Fesih bildiriminden sonra davalı şirket yönetim kurulu tarafından alınmış olan ... tarih-... sayılı “Şirket ortaklarından ...'nun Şirkette mevcut 430 paya karşılık 1.290.000.- (Birmilyonikiyüzdoksanbin) TL değerindeki hissesinin; 29.12.2007 tarihinde yapılan sözleşmeye istinaden ... ya devrine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklindeki karar ile hisse devir sözleşmesi onaylanmıştır.
Keza davalı şirket yönetim kurulu tarafından alınan ...-2009/5 sayılı "Şirket ... Pafta Na 411 Ada 5 Parsel'de bulunan ... A.Ş. ait ... adresindeki Gayrimenkulün 4 nün 29.12.2007 tarihinde Yapılan Sözleşmeye istinaden ... ya satılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklindeki karar ile de davalı şirkete ait ve kararda tapu kayıtları belirtilen taşınmazın 3/4'ünün davacı ...'ya satılmasına karar verilmiiştir.
İhtilaf, davacı tarafında dava konusu edilen ... tarih ve ... sayılı yönetim kurulu kararının 818 sayılı BK. m. 20'nin "Bir akdin mevzuu gayrimümkün veya gayri muhik yahut ahlaka, adaba mugayir olur ise o akit batıldır." şeklindeki hükmü kapsamında batıl bir karar olup olmadığını tespit noktasında toplanmaktadır.
... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku öğretim üyesi ...'den alınan 08/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı tarafından butlanın tespiti istenen ... nolu yönetim kurulu kararına dayanak teşkil eden 29/10/2007 tarihli sözleşmenin feshedildiği, sözleşme ile karşı tarafın üstlendiği karşı edim borcunun ifasının imkansız olduğu, karşı edim borcuna konu fabrika binasının kaçak ve iskan alınmasının mümkün olmayan bir bina olduğu, keza sözleşmenin taşınmaz devrini konu alması nedeniyle resmi şekilde yapılması gerektiği halde geçerli şekilde yapılmamış olması nedeniyle, geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de davacının sözleşme tarihi itibariyle sözleşmeye konu taşınmazın hukuki durumunu bilecek konumda olması nedeniyle ifa imkansızlığına yönelik iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, karşı edim borcunun ifa edilmemiş olması nedeniyle yönetim kurulu kararının butlanın mümkün olmadığını, keza davacının karşı edim borcu kapsamında ifası önerilen edim borcunu kabulden kaçındığını, ilgili bulunan diğer dosyalardan alınmış olan bilirkişi raporları ile de sözleşmenin geçersizliği ve yönetim kurulu kararının batıl olmadığı yönünde görüş belirtildiği, ilgili dosyalar üzerinden alınan kararlar da nazara alındığında nihai takdiri mahkemeye ait olmak üzere dava konusu edilen kararın batıl olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıya alınan raporun tek kişi tarafından verilmiş olması nazara alınmak suretiyle ve konunun şirketler hukuku dışında borçlar hukuku kapsamında sözleşme ilişkisini de ilgilendiriyor olması nedeniyle mahkememizce şirketler hukuku konusunda uzman öğretim görevlisi bilirkişi ... ve sözleşme uzmanı hukukçu öğretim görevlisi bilirkişi ...'dan alınan 05/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile dava dışı kişi arasında imzalanmış olan 29/12/2007 tarihli Özel Sözleşme başlıklı pay devir sözleşmesinin 818 BK m.162 kapsamında alacağın temliki sözleşmesi niteliğinde olduğu, bu sözleşmeye konu ve devredilen payların çıplak pay niteliğinde olduğu, anonim şirket paylarının devrinin kural olarak serbest olduğunu, davacı ile dava dışı 3.kişi arasında akdedilmiş olan temlik sözleşmesine konu payların devredilmesi sonrasında alınmış olan ve butlanı tespit edilen yönetim kurulu kararının pay devri konusunda kurucu nitelikte olmadığı, aksine açıklayıcı nitelikte olduğu, somut olayda olduğu gibi hisse devrine ilişkin yönetim kurulu kararlarının başka bir sözleşmenin olmasını gerektiren illi kararlar olduğunu, 6762 sayılı TTK m. 417 gereği bu nevi bir karar alan yönetim kurulunun hisse devrine temel teşkil eden sözleşmenin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlü olduğunu ancak bu incelemenin şekli bir inceleme olduğunu, aksi deyişle bu incelemenin devre sebep teşkil eden sözleşmenin iktisadi ve hukuki sebeplerini kapsamadığını, bu yönüyle somut olaya bakıldığında sözleşme tarihinin 29/12/2007 olduğunu, bu sözleşme her ne kadar 02/06/2008 tarihinde feshedilmiş ise de dosya içerisinde örneği bulunan ve ... ve ... tarafından düzenlenmiş olan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere temlik sözleşmesinin akdedildiği tarihte şirket yönetim kurulu üyesi olan davacının taşınmazın imar durumunu bilmemesinin mümkün olmadığını, bu nedenle imar durumundan kaynaklanan sorumluluğun temlik edene yüklenemeyeceğini, sonuç olarak davacı ile dava dışı kişi ... arasında 29/12/2007 tarihinde akdedilen pay devir sözleşmesine dayalı olarak alınmış olan kararın 818 sayılı BK m.162 kapsamında alacağın temliki hükmünde bir sözleşme olarak geçerli olduğunu, bu sözleşmeye dayalı olarak alınmış olan yönetim kurulu kararının batıl olmasını gerektirecek bir durum olmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı alınmış olan bilirkişi raporları, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme ile alınmış olan karar örnekleri tek tek incelendiğinde; davacı ile dava dışı ... arasında akdedilmiş olan 29/12/2007 tarihli sözleşme tarafların yüklendikleri karşılıklı edim borcu itibariyle 818 sayılı BK. m. 232-233 arasında düzenlenen trampa sözleşmesi netliğinde olsa da devredilen payların bedeli devirden önce ödenmiş olduğundan, davalı şirket bakımından 818 sayılı BK. m.162 kapsamında olan alacağın temliki sözleşmesi niteliğindedir. Öğreti ve Yargıtay uygulaması ile de karşılıkları tamamen ödenmiş anonim şirket payların devrinin alacağın temliki niteliğinde olduğu ve bu nedenle de sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğu kabul edilmektedir.
Bu nedenle, davacı ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlığın ise 818 sayılı BK. m. 162 vd. düzenlenen alacağın temlikine ilişkin hükümlerine göre, davacı satıcı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın 818 sayılı BK. m. 232 yollaması nedeniyle 818 sayılı BK. m. 182-226 arasında yer alan satım akdine ilişkin hükümlerine göre, çözülmesi gerekir.
Alacağın temliki sözleşmesi yarattığı etki itibariyle bir tasarruf işlemidir. (Fikret Eren (1991) Borçlar Hukuk Genel Hükümler, Cilt 3, Ankara: Sevinç matbaası, s. 419) Bu nedenle sözleşmenin imza edilmesi ile birlikte sözleşmeye konu edilen paylar devralana geçmiş olur. Temlik sözleşmenin bu etkisi nazara alındığında ve de davalı şirketin ana sözleşmesinde sözleşmeye konu payların devrini kısıtlayan bir hüküm söz konusu olmadığına göre dava konusu edilen yönetim kurulu kararının anılan payların alıcıya geçişi üzerinde bir etkisi olmadığı, geçişin temlik sözleşmesi ile vuku bulduğu, davaya konu edilen karar ile paylardan kaynaklanan haklar şirkete karşı ileri sürülebilir hale gelmiştir. Bu yönü ile dava konusu edilen yönetim kurulu kararı payların geçişi bakımından kurucu bir etkiye sahip olmayıp sadece açıklayıcı niteliktedir.
Davacı tarafından her ne kadar sözleşme ... 3. Noterliği'nin ... tarih ve ... no'lu evrakı üzerinden keşide edilen ihtarname ile dava konusu edilen yönetim kurulu kararanının alınmasından önce feshedilmiş ise de 818 sayılı BK m.211/3'ün "satılan alıcıya teslim edilmiş ise satıcı bu hakkı sarahaten muhafaza etmiş olmadıkça satımı feshedilip satımı istirdat edemez" şeklindeki hükmü gereği davacı sözleşme ile devrettiği payları iktisap hakkını saklı tutmamış olduğundan bu payların fesih neticesinde davacıya dönmesi de mümkün değildir.
Tüm bu nedenlerden butlanın tespiti tespiti istenen ... sayılı yönetim kurulu kararının BK. m. 20'de öngörülmüş emredici hususlara ve diğer kanunlarda öngörülmüş diğer emredici hükümlere aykırı olduğu ispat edilememiş olduğundan davanı reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 27,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/11/2021

Katip ...



Hakim ...




Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 31,40 TL
Karar Harcı : 59,30 TL
Noksan Harç : 27,90 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 6.380,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 6.200,00 TL
Posta Giderleri : 103,50 TL




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi