11. Hukuk Dairesi 2016/14992 E. , 2018/6415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12/10/2016 tarih ve 2014/208-2016/736 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin babası olan ... "nın davalı şirketin ortağı olduğunu, kendisinin 2010 yılında vefat ettiğini, 2007 yılında ise rahatsızlandığını ve yatağa düştüğünü, bakımının müvekkili ve müvekkilinin annesi tarafından yapıldığını, buna karşın, davalı şirketin 22/01/2008 tarihli ortaklar kurulu kararı ile sermaye artışı kararı aldığını, alınan bu kararda, ..."nın da imzasının bulunduğunu, ancak bu imzanın sahte olduğunu, diğer ortakların, murisleri şirket toplantısına katılmadığı halde katılmış gibi gösterdiklerini esasen bu dönemde evde yatalak ve bilincinin kapalı olduğunu, alınan sermaye artırımı kararı ile ... "nın hissesinin %25"ten %1,25"e indirildiğini, bunun amacının müvekkilinden mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek davalı şirketin 22/01/2008 tarihli ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, muris ... "nın yatalak olmadığını, aklı başında ve bilinçli bir kimse olduğunu, kendi başına bir çok işlem yapabildiğini, davalılardan ..."ın şirket ortağı olmadığını, muris ... "nın sağlığında iki ayrı vekaletname ile davalılardan ..."yı vekil tayin ettiğini, yapılan sermaye artırımının davacıya herhangi bir zarar vermediğini savunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; sermaye artırımına ilişkin kararın davacının miras hakkını kısıtlamaya yönelik olduğu, sermaye artırımının yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile
davalı şirketin 22/01/2008 tarih 28 karar sayılı ortaklar kurulu kararının iptaline davalılar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, limited şirket ortaklar kurulu kararı iptaline ilişkindir. Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulmak suretiyle verilen karar sonucu yapılan incelemede gerçek kişi davalılar hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ... Tarım ve Tekstil Ürünleri San. ve Tic.Ltd.Şti. aleyhine açılan davanın kabulü ile dava konusu genel kurul kararının iptaline karar verilmiştir. Her ne kadar bozma ilamında, davacı ile bir kısım davalıların murisi olan ... dışında toplam sermayenin %75" ini temsil eden üç ortağın daha bulunduğu, bu kişilerin toplantıya ve karara iştirak ettikleri, bu suretle sermaye artırımı kararının %75 toplantı ve karar nisabı ile gerçekleştirildiğinin anlaşıldığından iptali istenen ortaklar kurulu kararının 6762 sayılı ..." nın 536/3 maddesinde düzenlenen sermaye artırımına yönelik gerekli toplantı ve karar nisabına uygun olduğu dolayısıyla davacının toplantıda alınan kararın amacının miras hakkının kısıtlanması yönündeki iddiaları nazara alınarak davalı şirket yönünden sermaye artırımının gerekli olup olmadığı ve davacının miras hakkını kısıtlama amacı taşıyıp taşımadığı hususları üzerinde durulmak suretiyle sermaye artırımının yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı yönünden işin esasının incelenerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuş ise de, genel kurul karar tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı ...’nin 381. maddesindeki 3 aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra davanın açıldığı anlaşılmıştır. Burada öngörülmüş olan 3 aylık süre hak düşürücü süredir ve yargılamanın her aşamasında gözetilecek olup maddi hata sonucu bu hususun gözden kaçırılarak verilen bozma ilamına uyulması usuli hak oluşturmaz. Bu itibarla davanın hak düşürücü süresinin geçtiğinden bahisle reddine karar verilmesi gerekirken genel kurul kararının iptali yönünde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.