6. Ceza Dairesi 2014/12579 E. , 2017/6301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, Hırsızlık malını bilerek kabul etmek
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... için; 141/1, 143, 53.maddeleri gereğince 1 yıl 4 ay hapis,
Sanık ... için; 165/1, 53, 58.maddeleri gereğince 6 ay hapis,100 YTL apc
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2/9/2014 günlü kenar yazısı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığa yüklenen 5237 sayılı TCK"nın 165/1. maddesindeki suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımının suç tarihi olan 02.12.2005 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık ... hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II-) Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) Yağma suçlarında çoğu zaman tanık bulunmaz. Bu nedenle mağdurun anlatımı önemlidir.
Hal böyle olunca;
Mağdur anlatımları aşamalarda istikrarlı, birbiri ile örtüşen bir şekilde sürüyorsa bundan hareketle elde edilen kanıtlar bir arada değerlendirilerek sonuca ulaşılması gerekir.
Somut olaya gelince;
Mağdur ...’ın aşamalarda değişmeyen tutarlı bir şekilde ileri sürdüğü iddiaları; bu iddiaları doğrulayan 02/12/2005 günlü doktor raporu, sanıkların ise aşamalarda tevil yollu ikrarı ve dosya kapsamı bir bütün halinde ele alındığında, mağdur ile sanıklar arasında önceye dayalı bir husumet ve/veya iftira edip suç yüklemesi için herhangi bir neden bulunmadığı da dikkate alındığında, sanıkların eyleminin bir bütün halinde mağdura karşı 5237 sayılı TCK"nın 149. maddesinin 1. fıkrasının (c ve h) bendinde yer alan yağma suçunu oluşturduğu düşünülmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle suçun vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-) T.C. Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıklar için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretlerinin sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanık ...’den alınmasına hükmedilmesi,
3-) 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinde yazılı, “seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanı ile sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gereğince sanıkların kazanılmış haklarının korunmasına, 19.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.