4. Hukuk Dairesi 2016/1084 E. , 2017/8276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 15/09/2010 gününde verilen dilekçe ile basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; emniyet teşkilatında 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yaptığını, ... Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü bir soruşturmayla ilgili ifade verdiğini, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiğini ve serbest bırakıldığını, ancak itiraz üzerine tutuklandığını, ... 9. Ağır Ceza Mahkemesince serbest bırakıldığını, bu dönemde Star Gazetesi"nin internet sitesinde 19/09/2009-20/09/2009 tarihlerinde "Polis müdürleri baronun depolarında görüntülendi" başlıklı haber yayınlandığını, haber içeriğinde asılsız ithamlarda ve hakarette bulunulduğunu belirterek oluşan manevi zararının tazmini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının ... ... 6. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/115 esas 2015/243 karar (Kapatılan ... 9. Ağır Ceza Mahkemesi 2010/15 esas) sayılı dosyasında yapılan yargılamanın sonunda beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, ayrıca davacının özlük haklarının iade edildiği, yayınlanan haberin gerçek olmadığı, basın özgürlüğü ve haber verme hakkının aşıldığı, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davacının, ... ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/115 esas 2015/243 karar (Kapatılan ... 9. Ağır Ceza Mahkemesi 2010/15 esas) sayılı dosyasında uyuşturucu ticareti yapma suçuna yardım etme ve suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçlarından yargılandığı, yapılan yargılama neticesinde üzerine atılı suçları işlemediği sabit olduğundan beraatine karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve
güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24. ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olayın incelenmesinde; davacının dava dilekçesindeki soruşturma sürecine ilişkin beyanları, ceza yargılaması ve disiplin soruşturması kapsamı nazara alındığında, dava konusu haber, kamu yararı, görünür gerçeklik, güncellik ve özle ile biçim arasındaki denge kriterlerine uygundur. Davacının ceza yargılaması sonucunda beraat etmiş olması haberin hukuka aykırı olduğu şeklinde mütalaa edilemez. Şu durumda; dava konusu haberin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı anlaşıldığından istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.