4. Hukuk Dairesi 2017/4331 E. , 2017/8308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi sıfatıyla)
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 05/06/2007 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalılar ..., ... ve ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine dair verilen 11/05/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili, davalı ... vekili, davalı ... ve davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Tarafların diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalılar ..., ... ve ... yönünden kabulüne, diğer davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalılar ... vekili, ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; ... Devlet Hastanesinde ihaleyle temizlik işlerini alan dava dışı şirketin SSK’ya olan prim borçlarıyla ilgili olarak, ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2005/717 ve 2004/944 esas sayılı dosyalarından görülen davaların davacı idare aleyhine sonuçlandığını, bu davalar devam ederken borçlu şirkete ait 16.000,00 TL tutarındaki kesin teminatın 02/12/2004 tarihinde nakde çevrilerek SGK hesabına aktarıldığını ve bu arada yürürlüğe giren 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca Devlet Hastanesi tarafından 10.086,02 TL"nin kuruma ödendiğini belirterek; hazine zararının rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; 21/03/2001 ve 24/12/2002 tarihleri arasında harcama yetkilisinin davalı ... olduğu, üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda; başhekim yanında, hastane müdürü ve hastane müdür yardımcısının da zarardan sorumlu olduğunun bildirildiği,
buna göre; Başhekim ..."ın %50, Hastane Müdürü ..."ın %30, Müdür Yardımcısı ..."ın %20 oranında sorumlulukları olduğu, raporun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu gerekçesiyle, davanın adı geçen davalılar yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca; İş Kanunu"na göre işçi sayılan kimseler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanunu"na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesinde iş mahkemeleri görevlidir. Ancak eldeki davada davacı idare, atama tasarrufuyla kendi bünyesinde çalışan ve kamu görevlisi olan davalılardan, kamu zararının rücuen tazminini talep etmekte olup, genel mahkemeler görevlidir. Açıklanan nedenle davaya "İş Mahkemesi sıfatıyla" bakılması ve hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
3- Davalıların diğer temyiz itirazına gelince;
Davacı idare; dava dışı temizlik firmasının SGK"ya olan prim borçları nedeniyle, şirketin, idare uhdesinde bulunan teminat mektubunu süresinde nakde çevirerek, SGK"ya ödeme yapılmadığını, kesin teminatın 02/12/2004 tarihinde nakde çevrilerek SGK hesabına aktarıldığını, bu nedenle kamu zararı doğduğunu iddia etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da; 22/05/2002 tarihiyle, kesin teminatın paraya çevrildiği 02/12/2004 tarihleri arasında görev yapan ve idari işlerde görevli bulunan başhekim ile hastane müdür ve müdür yardımcılarının zarardan kusurları oranında sorumlu olduğu mütalaa edilmiştir. Başhekim ..., Hastane Müdürü ... ve Müdür Yardımcısı ..."ın zararın meydana gelmesinde kusurları bulunmakla birlikte, zararın tümünden davalıların sorumlu tutulması doğru değildir. Olayın özelliği ile kamu zararına konu işlemlerin sosyal güvenlik hukuku, muhasebe gibi teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nun 43 ve 44. maddeleri uyarınca zarar miktarından uygun bir hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Bu yön gözetilmeksizin hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle taraflar yararına, (3) numaralı bentte gösterilen nedenlerle temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.