Konya Ceza Kararları - Defter ve belge gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12755 Esas 2019/8973 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/12755
Karar No: 2019/8973
Karar Tarihi: 09.12.2019

Defter ve belge gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12755 Esas 2019/8973 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)

Sanık, şirketin 2008 takvim yılına ait defter ve belgelerini yasal süresi içerisinde ibraz etmediği iddiasıyla açılan davalarda mahkum edildi. Sanık, savunmasında, kendilerinden istenilen belgeleri muhasebecileri aracılığıyla sunduklarını ve şirketin muhasebesi ile ilgilenmediğini iddia etti. Ancak, maddi gerçeğin tespiti için yapılan araştırmada, tüzel kişilerin sorumluluğunun temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlara göre şekillendiği belirlendi. Bu nedenle, suçun şeklî sorumluluğunun değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olduğu tespit edilmedi. Bu eksik inceleme nedeniyle mahkumiyet hükmü bozuldu.
5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın değerlendirilmesinde, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Bu nedenle, hüküm BOZULDU.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi

11. Ceza Dairesi 2016/12755 E. , 2019/8973 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belge gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- ... Temizlik Gıda Taşımacılık İnş.San.Tic.Ltd.Şti.’nin yetkilisi olan sanık hakkında, şirketin 2008 takvim yılına ait defter ve belgelerini yapılan tebligata rağmen yasal süresi içerisinde ibraz etmediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, kendilerinden istenilen belgeleri muhasabecileri olan ... vasıtasıyla sunduklarını, ayrıca şirketin muhasebesinden eski eşi olan diğer yetkili ...’ın sorumlu olup, şirketle kendisinin ilgilenmediğini beyan etmesi, temyiz dışı sanık ...’ın aşamalarda alınan beyanlarında, muhasebecilerinin mevcut olan belgeleri gelir uzmanı ...’a teslim ettiğini, bununla beraber karşıt inceleme tutanağında belirtilen faturanın da muhasebeci tarafından bilgileri dışında düzenlendiğini söylemesi nedeniyle, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilci bulunması durumunda sorumluluğun, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlara göre, suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olduğu dikkate alınarak, şirket işleyişine ilişkin iş bölümü yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmadığının belirlenmesi halinde, suç tarihi itibarıyla şirket işleri ile fiilen kimin ilgilendiğinin tespit edilmesi, muhasabeci ... ve gelir uzmanı ...’ın tanık sıfatıyla dinlenmesi, teslim edilen herhangi bir belge olup olmadığının ilgili vergi dairesinden sorulması, varsa buna ilişkin tutanakların getirtilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,.
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.