Abaküs Yazılım
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/481
Karar No: 2021/714
Karar Tarihi: 28.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/481 Esas 2021/714 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/361
KARAR NO : 2021/715

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan iflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında ... 2.İcra Müdürlüğünün ...E.sayılı takip dosyasına istinaden ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin tebliğ olunması sonrası takibe itiraz olunduğunu ve takibin durduğunu, bu çerçevede iflaslı ödeme emrine yapılan itirazın kaldırılmasını ve davalı hakkında iflas kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dayanak icra dosyasına istinaden yapılan iflas yoluyla adi takibe itiraz olunması nedeniyle itirazın kaldırılması ve iflas kararı verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dava; İİK m.154 ve devamı hükümlerinden kaynaklanmaktadır.
6100 sayılı HMK.m.137/f.1 hükmü gereği ön inceleme duruşmasının tamamlanabilmesi, dava şartlarının tam ve eksiksiz gerçekleştiğinin tespiti sonrası olacaktır. HMK.m.138 hükmü uyarınca ise duruşma sırasında da bu hususun incelenebilmesi gerekli ve mümkündür.
Yargıtay 23.HD'nin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere, İİK.m.160 hükmüne göre iflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflarla birlikte iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarını peşin vermesi zorunludur. Dava dosyası içinde mevcut cevabi yazılardan ve mahkememizin emsal dosyalarından da anlaşılacağı üzere ... İflas Dairelerince 2021 yılı itibariyle 30.000,00TL'den aşağı olmamak üzere iflas avansına ihtiyaç duyulduğu bildirilmiştir. Esasen Yargıtay uygulaması gereği bu husus dava şartı olarak kabul edildiğinden öncelikle bu konu üzerinde durulmalıdır.
Davanın iflas davası olarak açıldığı, bu çerçevede iflas avansının dava şartı niteliğinde olduğu, öncelikle dava şartlarının tamam olması halinde duruşmalı ön incelemeye devam olunabileceği, bu kapsamda yapılan incelemede davacı vekilinin 04/06/2021 tarihli tensip tutanağı gereği iflas müdürlüklerince 2021 yılı itibari ile en düşük rakam olarak bildirdikleri iflas avansını depo etmediği gibi 14/07/2021 tarihli tutanak çerçevesinde ve bu defa davacı vekiline ihtaratlı kesin süre verilmek sureti ile iflas avansını depo etmesi gerektiği noktasında yeniden ihtarat yapıldığı, bu ihtaratlı davetiyenin 21/07/2021 tarihi itibari ile davacı vekiline tebliğ olunduğu, ancak verilen kesin süre içinde iflas avansının depo edilmediği, bu arada davanın HUAK hükümlerine tabi olmadığı anlaşılmıştır.
Bu suretle davacı vekiline, davalı şirket yönünden Yargıtay uygulamasına uygun şekilde iflas müdürlüğünden araştırılan ve depo edilmesi gereken iflas avansı yönünden kesin süre verilmiş, verilen süreye rağmen davalı şirket yönünden iflas avansı depo edilmemiştir.
Bu iflas avansının depo edilmesinin amacı, birinci alacaklılar toplantısına kadar iflas müdürlüğü tarafından yapılacak ilan, defter tutma, muhafaza tedbirleri ve tasfiyenin yürütülmesine ilişkin ilk aşamadaki işlemlerin gerektirdiği masrafları karşılamaya yöneliktir. Bu giderleri, iflastan sonra masa alacağı olarak geri alacak olan iflası talep eden davacının ödemesi gayet tabidir. (Sümer Altay, Türk İflas Hukuku, İstanbul, 2004, Sayfa 140) Bir başka deyişle davacının açıklanan ihtiyaçlar için ve Yargıtay'ın da benimsediği üzere iflas müdürlüğünün bildirdiği rakam çerçevesinde, kanun gereği ödemesi zorunlu iflas avansını davalı şirket yönünden depo etmediği ve etmeyeceği sabittir.
Davacı vekilinin verilen kesin süreye rağmen davalı şirket yönünden iflas avansını depo etmediği açıktır. Oysa bilindiği üzere Yargıtay 23.HD somut iflas davası açısından iflas avansının depo edilmesini dava şartı olarak benimsemekte, bu şart yerine getirilmediği takdirde davanın usulden reddi gerektiğini istikrarlı şekilde açıklamaktadır. (Yargıtay 23.HD 2014/7945E. 2015/2915K., 2016/6863E.2019/2749K.sayılı vb.ilamları) Ne var ki davacı vekili dava şartına ilişkin eksikliği verilen kesin süreye rağmen tamamlamamıştır.
6100 sayılı HMK.m.115/f.2 hükmü uyarınca dava şartı noksanlığının tamamlanması mümkün ise de verilen kesin süreye rağmen davacı vekili tarafından bu eksiklik tamamlanmadığından davanın adı geçen yasal düzenleme uyarınca usulden reddi yasal zorunluluk arz etmektedir.
Taraf vekilleri hüküm duruşmasında hazır olmasa dahi davanın basit yargılama usulüne tabi davalardan olduğu, bu itibarla tarafların yokluğunda dahi hüküm verilmesinin HMK m.320 gereği mümkün olduğu, ancak ve daha önemlisi iflas avansının dava şartı niteliğinde olduğu, bu dava şartına ilişkin eksikliğin giderilmediği, bu noktada tarafların lehine ve aleyhine usuli kazanılmış hakkın oluştuğu, dava şartı eksikliğinin giderilmediği hallerde davanın derdest olmasının usuli açıdan mümkün olmadığı gibi HMK m.30 m.32 hükmüne dahi aykırı olduğu, esasen ancak dava şartı oluşmuş bir davanın derdestliğinin söz konusu olabileceği anlaşılmakla bu çerçevede hüküm aşamasına geçilmiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının dava şartı yokluğundan HMK m.114 hükmüne atfen HMK m.115/f.2 hükmü uyarınca ve usulden reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğundan HMK m.114 hükmüne atfen HMK m.115/f.2 hükmü uyarınca ve usulden reddine,
2-Dava açılırken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davanın dava şartı yokluğundan dolayı ve ön inceleme tutanağı imzalanmadan ret edilmesi karşısında AAÜT gereği hükmün verildiği tarihteki maktu vekalet ücretinin 1/2 oranına isabet eden 2.040,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak vekil ile temsil olunan davalıya verilmesine,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.28/10/2021

Başkan ...

Üye ...

Üye ...

Katip ...




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi