Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 13.02.2007 tarih, 24726/2137 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili şikayetinde ipotek konusu taşınmazları alacaklarına mahsuben ihale sonucu aldıklarını, 492 s.k. Harçlar Kanununun 123. maddesi uyarınca harçlardan muaf olduklarını, yapılacak işlemlerin harca tabi tutulmaması gerektiğini, icra dosyasına ödenen tüm yargı harçlarının alacaklı bankaya iadesini talep etmiştir.
Dairemizin bozma kararında, alacaklı bankanın Katma Değer Vergisinden muaf olamayacağından bahisle alacaklı bankanın sorumlu olacağı gerekçesi ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş ise de, yukarıda belirtildiği gibi alacaklı bankanın KDV den muaf tutulmasına ilişkin bir taleplerinin bulunmadığı, talebin, başvurma, tahsil, vekalet suret harcı muafiyetine ilişkin bulunduğu anlaşıldığından alacaklı bankanın karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 13.2.2007 tarih 2006/24726-2007/2137 sayılı bozma kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra işin esasının incelenmesine geçildi;
492 Sayılı Kanunun 123.maddesi gereğince vekalet ve başvurma harcından (istisna kapsamına girmediğinden) alacaklı banka sorumludur. Ayrıca, Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da bu amaca yönelik olduğundan alacaklıya ödeme sırasında alındığına göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra kalan miktar üzerinden alacaklıdan tahsil olunur. 492 Sayılı Harçlar Kanununda harcın ödeme zamanı matrahı miktarı belirlenmiştir. Nitekim Harçlar Kanununun 28/b maddesinde icra takiplerinde tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında, ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır.Keza Harçlar Kanunun 32. maddesinde ise harcın mükellefi alacaklı olmasa dahi müteakip işlemleri yaptırmak için ilgilisi tarafından ödenmeyen harç diğer taraf ödeyerek bilahere sorumlusundan tahsili etmek koşulu ile işleme devam olunacağı açıklanmıştır. Keza Harçlar Kanununun 128. maddesi gereğince gerekli harçlar tamamın alınmadan işlem yapan memurlar harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumlu olurlar. Ne varki anılan yasanın 130. maddesi ise bu kanunda ödemeleri için belli bir süre belirlenmiş harçlar süresi içinde ödenmemiş ise ilgilileri tarafından sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde müzekkere ile o yerin ilgili vergi dairesine bildirileceği belirtilmiştir. İİK.nun 15. maddesi ise harcın kim tarafından ödeneceğini açıklayarak “İcra ve İflas Harçlarını kanun tayin eder. Kanunla hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur” demekle tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğunu açıklamıştır.Dairemizce süre gelen içtihatlarında da bu kural uygulanmış ise de Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen Dairemizle ilgili uyuşmazlıkta H. G. K.ca 22.9.2004 tarih 2004/12-491 Esas sayılı kararı ile paranın tahsili anında devletin harçla ilgili kaybını önlemek Harçlar Kanununun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere tahsil anında tahsil harcının alacaklıdan tahsili gerekeceğine karar verilmiştir. Dairemizce açıklanan nedenle yeniden oluşturulan içtihatlarında H. G. K. kararına uygun olarak tahsil harcının alacaklıdan tahsil edilebileceği görüşü benimsenmiştir. Ancak Harçlar Kanunun 32. maddesinin söz konusu olmadığı hallerde dosya hesabı kapatılırken İİK.nun 12. maddesi gereğince borçlunun borcu, alacaklının ödediği tahsil harcı kadar devam edeceğinden alacaklının ödediği harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. İcra Mahkemesince yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken önceki içtihatlarının doğrusunda kabulü isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.