16. Ceza Dairesi 2020/6378 E. , 2021/3157 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suçlar : Silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütüne yardım etme, terör örgütü propogandasını yapma
Suç Tarihleri :10.07.2019 (Silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütüne yardım etme)
21.08.2016 (Sanık ... yönünden terör örgütü
propogandasını yapma)
03.02.1018 (Sanık ... yönünden terör örgütü
propogandasını yapma)
Hüküm : 1 - Sanık ... Ferman yönünden; TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53, 58/9, 63. maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 7/2(1-2 cümle), TCK’nın 43/1, 62/1, 53, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi
2 - Sanık ... yönünden; TCK"nın 314/2, TCK’nın 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53, 63. maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 7/2(1-2 cümle), TCK’nın 43/1, 62/1, 53, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına
ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanıklar müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK"nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
I – Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye suçu ile sanıklar... ve ... hakkında terör örgütü propogandası yapma suçlarına ilişkin sanıklar müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II – Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme suçuna ilişkin sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi, sanığın ikametinde kardeşi olan Firas dışında başkaca bir örgüt üyesinin yakalanmaması, kardeşini insani
duygularla ve akrabalık ilişkisi kapsamında evinde barındırdığının aksine somut delil bulunmaması karşısında atılı suçtan mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.