17. Hukuk Dairesi 2016/18545 E. , 2019/8577 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, aşırı yağışlar nedeni ile davalı kuruma ait rögar (kanalizasyon) hattının tıkanması sonucu geri tepen pis suların müvekkiline sigortalı konuta sirayet ettiğini, konutta hasar meydana geldiğini, 2.355,00 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini açıklayıp ödenen miktarın rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; meydana gelen olayda müvekkilinin kusuru olmadığını, davacının sigortalısının geri tepmeyi önleyici tedbirleri alıp almadığının araştırılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre davanın kabulü ile 2.355,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut sigorta sözleşmesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilince, davalının sorumluluğunda olan rögarın tıkanması ile geri tepen suların sirayeti iddiası ile sigortalı konutta oluşan ve sigortalıya ödenen hasarın tahsili talep edilmiş, davalı tarafça; olay tarihinde binada geri tepmeyi önleyici tedbirlerin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği savunulmuş, mahkemece jeofizik mühendisi bilirkişiden alınan raporda, yerinde inceleme yapılmadığı, proje olmadığından mevcut belgelerden geri tepmeyi önleyici önlem alması gerekip gerekmediğinin irdelenmesinin mümkün olmadığı, gerekli ve yeterli tesisleri yapmayan davalının %100 kusurlu olduğu, eksper raporunda belirtilen miktarın uygun olduğu belirtilmiş, mahkemece rapor
hükme esas alınarak yazılı olduğu üzere karar verilmiştir. Anılan rapor kusur ve tazminat miktarı yönünden denetime elverişli olmadığı gibi konusunda uzman olmayan bilirkişi tarafından düzenlendiğinden hükme esas alınması isabetli olmamıştır.
Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir. Davalı, davacının ödediği miktardan değil, zarar nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusurları oranında sorumludurlar.
Zararın, davalının sorumluluğunda bulunan rögar hattının yetersizliği sebebiyle meydana geldiği sabit olup, binanın geri tepmeyi engelleyici sisteminin bulunmaması tesis sahibi olan davalının TBK"nın 69. maddesi hükmüne göre zarardan sorumluluğuna ilişkin illiyet bağını ortadan kaldırmaz ise de; binada geri tepmeyi önleyici önlemlerin bulunmaması halinde sigortalının davranışları zararın artmasına etken olup 6098 sayılı TBK 51 ve 52.maddeleri gereği davacının (sigortalının) müterafık kusuru dikkate alınarak tazminattan belirlenecek oranda indirim yapılması mümkün olabilir.
Buna göre; mahkemece yapılacak iş; sigortalı konutta davaya konu su basması olayı nedeniyle binada geri tepmeyi önleyici sistem bulunup bulunmadığının konusunda uzman bilirkişi tarafından tespiti ile geri tepmeyi önleyici sistemin varlığının ya da yokluğunun, zararın oluşmasına ve artmasına etkisinin olup olmadığının, sigortalının müterafık kusurunun olup olmadığının değerlendirilerek, zarar gören eşyaların niteliğine göre seçilecek bilirkişiden gerçek zarar miktarının tespiti yönünden rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar vermek olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 26/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.