Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/45879
Karar No: 2018/2033
Karar Tarihi: 07.02.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/45879 Esas 2018/2033 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacakları talep etmiştir. Mahkeme, dosya içeriği ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, kararın yeniden incelenmesi sonucunda işçinin aylık ücreti konusunda gerçek ücretin tespiti gerektiği, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları konusunda beyanları esas alınan tanığın çalışma süresinin tamamında davacı ile çalışmadığı belirlendiği, ödenmeyen ücret alacaklarının mahsup edilerek bakiye ücret alacağının belirlenmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddesi, genel anlamda ücreti bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlamaktadır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alınarak imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Fazla çalışma ve hafta tatili ücretleri alacaklarının tespiti konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir
22. Hukuk Dairesi         2017/45879 E.  ,  2018/2033 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı, bono ödemesi nedeni ile bankaya yatırması için kendisine verilen 4.000,00 TL"yi zimmetine geçirdiğini, ertesi sabah ne yaptığı sorulunca müşterinin yanında parke taşı ile işyerinin camlarını kırdığını, Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanarak cezalandırıldığını, olaydan sonra kendisinin gittiğini, bu sebeple ihbar tazminatına hak kazanamayacağını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Dosya içeriğine göre, davacı en son brüt 2.500,00 TL ücretle çalıştığını iddia ederken davalı taraf asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Kırtasiyecilik konusunda faaliyet gösteren işyerlerinden yapılan emsal ücret araştırmasında net 600,00 TL, 609,30 TL gibi miktarlar bildirilmiştir. Mahkemece davacının, iddia edildiği gibi brüt 2.500,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmiştir. 18.01.2008 tarihli Finansbank"a verilmek üzere düzenlenen belgede davacının 2.500,00 TL ücretle çalıştığı belirtilmişse de, davacının işveren adına kredi çektiği dosya kapsamına göre tarafların kabulünde olup anılan belge davacının fesih tarihindeki ücretini göstermemektedir. Bu sebeple öncelikle işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından , Esnaf ve Sanatkar Odasından yeniden emsal ücret araştırması yapılmalı ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının aylık ücretinin miktarı tespit edilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    3-Davacı ve davalı arasındaki diğer uyuşmazlık davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı konusundadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Aynı ilkeler hafta tatili ücreti konusunda da geçerlidir.
    Dosya içeriğine göre, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları davacı tanığının beyanlarına göre hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Ancak beyanı esas alınan bu tanığın hesaplamaya konu döneminin tamamında davacı ile birlikte çalışmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, tanığın davalı işyerinde çalışma süresini gösteren Sosyal Güvenlik Kurumu Kayıtları temin edilmeli, davacı ile birlikte çalıştığı süreye bağlı kalınarak fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları konusunda bir değerlendirme yapılmalıdır. Zira tanık ancak kendi çalışma dönemindeki çalışma şekli ile ilgili bilgi sahibi olabilir ve tanıklığına ancak kendi çalışma dönemi ile sınırlı olarak itibar edilebilir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    4-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık ödenmeyen ücret alacakların miktarı konusundadır.
    Davacı, 2009 yılı Mayıs ayından itibaren fesih tarihine kadar ücretlerinin ödenmediğini belirterek ödenmeyen ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece, anılan döneme ilişkin hiç ödeme yapılmadığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak, dava dilekçesinde 2.420,00 TL"nin ödenmeyen ücret alacaklarına mahsuben davacı tarafından tahsil edildiği belirtilmiş olup bu husus gözetilerek bakiye ücret alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.


    H.Y.D.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi