
Esas No: 2017/2721
Karar No: 2019/2303
Karar Tarihi: 30.10.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2721 Esas 2019/2303 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2721 Esas
KARAR NO : 2019/2303 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI : 2013/56 E. - 2017/11 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 15 yıldır kedi fügürleri üzerinde çalışmaları ile tanınan bir heykeltraş olduğunu, davalı şirketin medya sektöründe ilki 2006 yılında düzenlenen "..." isimli bir ödül töreni düzenlediğini, bu ödül törenlerinde ödül kazananlara verilmek üzere ısmarlanan ödül heykelciklerini dava dışı ... Ltd. Şti aracılığı ile davacının yaptığını, davacının 15 yıldır özellikle kedi figürleri üzerinde yaptığı çalışmalarla tanınan bir heykeltraş olduğunu, bu özelliği nedeniyle de logosunda kedi figürü bulunan davalı şirket tarafından tercih edilerek 6 yıl boyunca birlikte çalıştıklarını, davcının söz konusu ödül heykelciklerini Papier-Mache tekniği ile tek tek elde ürettiğini, tüm tasarımı kendisine ait özgün bir eser yarattığını, bu eserin bütün mali ve manevi haklarının hiçbir kişi veya kuruma devredilmemiş olup tamamen davacıya ait olduğunu, davalının 2012 Felis Ödül tarihinde dağıtılmak üzere, önceki yıllarda davacı tarafından yapılan özgün modellerden 5846 sayılı yasaya aykırı olarak davacıdan izin alınmaksızın kalıp almak sureti ile ucuz polyester taklitler üreterek kopyalarının çıkarıldığını ve 202 yılında Felis ödülü olarak dağıtıldığını, davalı şirket, bu haksız fiiline karşı davacının Noter ile ihtarname keşide ettiğini, ancak dava tarihine kadar ihtar edilene uygun bir girişimde bulunulmadığını, davacının davalı şirket ile çalıştığı 6 yıl boyunca her yıl ortalama 35-40 kadar ödül heykelciğini tanesi 100 $ üzerinden yaptığını, bunların içinde 4-5 tanesini ise özel ödül alacak olanlara verilmek üzere 24 ayar altın varak olarak ürettiğini, altın varaklı üretilen heykelciklerin tanesinin 200 $ olduğunu, 2012 yılında dağıtılan ödüllerin önceki yıllarda büyük beğeni toplayarak tek elde üretilen davacıya ait eserin basit ve değersiz birer kopyası olduğunu, bu nedenle davacının manevi açıdan yıprandığını, davalı firmanın 2012 yılında ne kadar kopyalama yaptırdığının tespitinin yargılamayı gerektiren bir durum olması nedeniyle davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirterek, 5846 sayılı yasanın 69. maddesi gereği tecavüzün önlenmesini, davalı şirketten 5648 sayılı FSEK'nun 68/1. maddesi gereğince şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın sözleşme yapılmış olsa idi istenebilecek bedelin 3 kat fazlası ile tespit ve tahsiline, FSEK'nun 70. maddesi gereğince 30.00,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, 2012 ... ödül töreninin yapıldığı 18.09.2012 tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 28.11.2016 tarihinde UYAP üzerinden e-imzalı olarak göndermiş olduğu ıslah dilekçesi ile de belirsiz alacak olarak açtığı davasındaki maddi tazminat miktarını 71.450,00 TL olarak artırarak, 81.450,00 TL maddi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının bilinirliği en yüksek olan ... dergisi dahil olmak üzere çok sayıda süreli yayın ve ülke genelinde sektörel bazlı yarışma ve konferanslar düzenleyen, araştırmalar yaptıran ve yayınlayan bir şirket olduğunu, davalının yayın organı olan ... dergisinin 21 yıldan beri yayında olduğunu ve ambleminde kedi figürü bulunduğunu, davacı ...'nun davalı tarafından hiçbir surette tanınmamakta olduğunu, davacı ile davalı arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını, davacının davalı şirkete ihtarname göndermiş ise de davalının iş bu ihtarın kendisine sehven geldiğini düşünerek cevap vermediklerini, davalı şirketin 2006 yılında yaratıcı ve başarılı medya fikirlerini ödüllendirmek amacı ile "Felis Ödülleri Yarışması"nı düzenlemeye başladığını, yarışmanın logosunun da kedi olduğunu, davalının Felis Ödüllerinin logo çalışmasını yapmak üzere ...Ajans Başkanı ... ve ... ile birlikte çalıştığını, Felis Ödüllerinin kedi figürlerinin davacının iddiasının aksine, MediCat dergisinin Ağustos 2006 tarih ve 139 sayılı nüshasının 11. sayfasında beyanları bulunan ... tarafından yapıldığını, kedi logosunu taşıyan ödüllerin 2006 yılında davacının iddiasının aksine dava dışı ... San. ve Tic. A.Ş.'ne yaptırıldığını, 2007-2008-2009 yıllarında ödülleri ....simli firmaya, 2010 ve 2011 yıllarında ise ... isimli şirkete yaptırıldığını, davacının dava konusu ilişkiyi kanıtlar bir tek delil dahi sunmadığını, ... tarafından yaratılan ... Ödülleri logosunun davacının kendisine ait olduğu iddiasının gerçeklikten uzak olduğunu ve davacının iddiasının geçerli bir şeklide ispatlaması yükümlülüğünün kendisinde olduğunu, davalının kullanmış olduğu logonun 5846 sayılı FSEK'in 11. maddesi gereği "güzel sanat eseri" niteliğinde olduğunu, bu logonunu ... tarafından yaratıldığını, davalı şirketin yıllardır kullanılarak kanunun aramış olduğu şekilde alenileştirdiği güzel sanat eseri olan logonun eser sahibi olduğunu belirterek dilekçesinde belirttiği 30 adet delil ile davacıya karşı tazminat davası açma hakkını saklı tutarak, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 31/01/2017 tarihli 2013/56 Esas ve 2017/11 Karar sayılı kararıyla :"davacıya ait eser niteliğindeki heykellerin kalıbının alınarak 2012 yılı ödül töreninde dağıtılan heykellerin üretildiği ve bu şekilde davacının eser sahipliği hakkına tecavüzün gerçekleştiği, medya ve yayıncılık sektöründe ödüllü yarışmalar düzenleyen, yayıncılık ve dergicilik faaliyetlerinde bulunan davalı şirketin telif hakları konusunda da bilgi sahibi olması ve kullanılan kalıpların kimin eserinden alındığını araştırması gerektiği, davacının daha önceki yıllarda (2007-2008-2009-2010-2011) tasarlayıp ürettiği ve işlenme eser niteliğinde olan heykellerin kalıp alınarak kopyalanması suretiyle oluşturulan kedi heykelciklerini ödül olarak dağıttığı, bu şekilde davacının işlenme eser niteliğindeki eseri üzerindeki fikri ve mali haklarından olan çoğaltma ve yayma haklarının ihlal edildiği, davalı tarafça heykellerle ilgili bedellerin altın ve gümüş varak olarak değerlendirilmesine itiraz edilmişse de fikir ve sanat eseri sahibinin haklarının ihlali halinde 5846 Sayılı FSEK 68. maddesine dayalı olarak açılan davalarda, söz konusu madde uyarınca hükmedilebilecek telif ücretinin niteliği itibariyle taraflar arasında mahkeme kararıyla oluşturulan farazi sözleşme ilişkisi kapsamında olduğu, bu nedenle eserin orjinal haline göre telif bedelinin belirlenmesi gerektiği, davacının ürettiği orjinal ödül heykellerinin altın ve gümüş varak olarak üretildiği, bu nedenle davalı tarafın itirazının yerinde olmadığı, 2012 yılında toplam 100 ödül dağıtıldığı, bunların 35-40 tanesinin altın varak kedi maskı olduğu, buna göre tanesi 330,00 TL'den 35 adet altın varak eser bedelinin 11.550,00 TL, bunun üç katının 34.650,00 TL, tanesi 240,00 TL'den 65 adet gümüş varak eser bedelinin 15.600,00 TL, bunun üç katının 46.800,00 TL, buna göre davacının talep edebileceği telif bedelinin 81.450,00 TL olduğu, FSEK'nun 70. maddesi uyarınca eserin izinsiz olarak ve kötü bir şekilde kopyalanması nedeniyle manevi tazminat da talep edebileceği, eserin davalıya ait logodan esinlenerek oluşturulmuş olması, davacının mali, ekonomik ve sosyal durumu ve tüm dosya kapsamına göre 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davacının davaya konu olan ve Felis ödülü olarak tasarladığı figürün davalı tarafından haksız kullanımı suretiyle yaptığı tecavüzün önlenmesine, 81.450,00 TL maddi tazminatın ve 15.000,00 TL manevi tazminatın 18.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 15.000,00 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin sebebini açıklamadan ve çelişkileri gidermeden ilk iki rapor lehine olduğu halde son raporu dikkate alarak karar verdiğini,-Müvekkilinin hiçbir şekilde heykeltıraşa gitmediğini, ... Ltd. Şti. İle muhatap olduğunu, yaratıcıya değil yapımcıya ihtiyacının olduğunu,-bilirkişilerin medya sektöründe başarılı olan kişilerin ödüllendirdiği yarışmayı ticari organizasyon olarak değerlendirmelerinin de yerinde olmadığını,-Müvekkilinin çalışanı ile ... Ödül Töreni ve heykelciklerin tasarımını üstlenmiş olan ... arasındaki yazışmaların dikkate alınmadığını,-Müvekkillerinin dava konusu heykelcik üzerinden para kazanan yada satışa sunarak kar elde eden bir müşteri olmadığını, Mar Design'dan paket halinde hizmet aldığını, kimin emeği geçtiğini bilemeyeceğini,-FSEK 1/B-c maddesinde işlenme eseri açıklarken "özgün,müstakil olma kriteri " arandığını, müvekkili şirketçe hali hazırda yaratıcı süreç sonucunda logonun çiziminin verildiğini ve yazışmalarla yapım aşamasının detaylarının açıklandığını, dava konusu heykelcikle ilgili özgünlük ve yaratıcılık iddialarının tamamen karşılıksız kaldığını,-Davacı vekilinin manevi tazminata yönelik taleplerinin çelişkili olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekilinin ek istinaf dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde ucuz polyester olarak nitelendirdiği kalıplar için bilirkişilerin 330,00 TL ve 240,00TL gibi uçuk bir rakam hesaplamasının anlaşılamadığını, müvekkilinin 2012 yılı için toplam 100 adet polyester heykelciği malzeme işçilik dahil adedi 100,00 TL dan 10.000 TL ya yaptırdıklarını, fiyat belirlenirken rapor tarihindeki rayiç değerlerin dikkate alındığını oysa davanın 2012 yılında açıldığını, 2012 yılı fiyatlarının dikkate alınması gerektiğini, 2016 yılı fiyatları alınıp 2012 yılından faiz işletilmesinin hukuki izahtan yoksun olduğunu, piyasa rayiçlerinin çok üzerinde bir fiyat belirlediklerini, davalının bedelini ödeyerek ürettirdiği heykeller nedeniyle 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin de hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.İlk derece mahkemesince alınan 09.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda; ödül heykelciğinin sanat eseri olmakla beraber davalı firmanın ...ve ...'e tasarlattığı logonun 3 boyutlu hali olup davacı ... ile davalı ... Aş arasında herhangi bir ticari ilişki ve sözleşme bulunmadığından davalı ....'nin 2012 yılında ... ödüllerini davacı ...'na yaptırmaması fiilinin 5846 sayılı FSEK'in 71. maddesini ihlal etmediği kanaat ve sonucuna varıldığı beyan edilmiştir.İlk derece mahkemesince aynı bilirkişiden alınan 05.05.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda; heykelciğin yapımı aşamasında özgün teknikler ve mühendislik bilimi kullanıldığını, modelleme aşamasından son kullanıcıya kadarki aşamasına kadar ince bir işçiliğin söz konusu olduğunu, ayrıca davacı ...'nun alanında uzman ve seçkin bir sanatçı olduğunu, fakat söz konusu ödül heykelciği özgün bir eser olmamakla birlikte ticari kazanç sağlamaya yönelik olması eserin önüne geçtiğini, davalı firmanın ... ve ...'e tasarlattığı logonun 3 boyutlu halini çok büyük oranda yansıttığını, bu haliyle özgünlük taşımadığını, 2006 yılında kullanılan ödül heykelciği ile 2007 yılı ve akabindeki yıllarda kullanılan ödül heykelciğinin büyük oranda aynı olduğunu, 2007-2011 yılları arasında davacının yaptığı ödül heykelciği ve 2012 yılında davalının dağıttığı ödül heykelciğinin birebir aynı olduğunu, 2006 yılında yapılandan farklı olarak akabindeki yıllarda yapılan heykelciklerin birtakım rütuşlar içerdiğini, bu rütuşların eserin, davacının hususiyetini taşıması için yeterli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış, davacının alınan bilirkişi raporuna itiraz etmesi sonucunda yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınmıştır.İlk derece mahkemesince alınan 07.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davalı şirket tarafından 2012 yılında ödül töreninde dağıtılan kedi heykelciklerinin, davacının daha önceki yıllarda tasarlayıp ürettiği ve işlenme eser niteliğinde olan heykelciklerinin kalıp alınarak kopyalanması suretiyle oluşturduğu ve böylece davacının işlenmesi eser niteliğindeki eserinin mali haklarından olan çoğaltma ve yayma haklarının ihlal edildiği beyan edilmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 30.06.2016 tarihinde 3 kişilik bilirkişi heyet raporunda; davaya konu olan ödül heykelinin FSEK kapsamında eser niteliğinde olduğunu, davacıya ait özgün heykellerin kalıbı alınarak 2012 yılı ödül töreninde dağıtılan heykellerin üretildiği sonucuna varıldığını, bu durumda, davacının eser sahipliği hakkına tecavüzün gerçekleştiğini, netice itibariyle dava konusu olayda davalı şirket tarafından 2012 yılında düzenlenen ödül töreninde dağıtılan kedi heykelciklerinin, davacının daha önceki yıllarda (2007-2008-2009-2010-2011) tasarlayıp ürettiği ve işlenme eser niteliğinde olan heykellerin kalıp alınarak kopyalanması suretiyle oluşturulduğu ve böylece davacının işlenme eser niteliğindeki eseri üzerindeki fikri ve mali haklarından olan çoğaltma ve yayma haklarının ihlal edildiği, davacının eserleriyle ilgili piyasa şartlarına göre 1 adet Gümüş Varak Kedi Mask Ödülü için 240,00 TL civarında, 1 Adet Altın Varak Kedi Mask Ödülü için 330,00-345,00 TL civarında bir fiyatlandırmanın söz konusu olduğunu, davacının bu bedelleri talep edebileceğini beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin ödül heykelinin eser sahibi olduğunu, kendisinden izin alınmaksızın davalı tarafça kalıbının çıkarılarak çoğaltıldığını beyanla FSEK 68. Madde gereğince maddi tazminat ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince ıslah ile arttırılan maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu görülmüştür.İlk derece mahkemesince alınan 09/12/2014 tarihli bilirkişi raporu ve aynı bilirkişiden alınan ek raporda, davaya konu ödül heykelinin sahibinin hususiyetini taşımadığı eser vasfında olmadığı beyan edilmişse de mahkemece içerisinde heykeltıraş ve güzel sanatlar uzmanı bilirkişilerin bulunduğu 07.12.2015 tarihli 2. bilirkişi heyet raporunda ve 30/06/2016 tarihli 3. Bilirkişi heyet raporunda, davaya konu olan ödül heykelinin grafik eserin davacı heykeltraşın hususiyeti yansıtılarak heykel formunda işlendiği, FSEK kapsamında eser niteliğinde olduğunu, davacıya ait özgün heykellerin kalıbı alınarak 2012 yılı ödül töreninde dağıtılan heykellerin üretildiği sonucuna varıldığını beyan ettikleri, teknik incelemelere yer verdikleri, birinci ve ikinci rapor arasındaki çelişkinin üçüncü rapor ile giderildiği anlaşılmakla davalı vekilinin raporlar arasında çelişki bulunduğuna ve dava konusu heykelcikle ilgili özgünlük ve yaratıcılık iddialarının tamamen karşılıksız kaldığına yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; davacıdan hizmet almadıklarını ... ve ... ile muhatap olduklarını,müvekkilinin çalışanı ile ... Ödül Töreni ve heykelciklerin tasarımını üstlenmiş olan ... arasındaki yazışmaların dikkate alınmadığını, müvekkillerinin dava konusu heykelcik üzerinden para kazanan yada satışa sunarak kar elde eden bir müşteri olmadığını, ve ödül töreninin ticari nitelik taşımadığını ileri sürmüşse de; bilirkişi raporlarında da açıklandığı üzere ödül töreninin ticari nitelikte bir faaliyet olduğu ayrıca 5846 Sayılı FSEK 54. Madde de "Mali bir hakkı yahut kullanma ruhsatını devre salahiyetli olmayan kimseden iktisap eden, hüsnüniyet sahibi olsa bile himaye görmez" hükmü düzenlenmekle, davalının dava dışı üçüncü kişilere ödül heykellerini yaptırması ve taklit olduğunu bilmediğini iddia etmesinin sonuca etkili olmadığı, kaldı ki 2006 yılından beri dağıtılan ödüllerin ne şekilde tasarlanıp üretildiğini bilmediğini de ileri süremeyeceği kanaatiyle istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmış, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 6.589,00 TL harcın, peşin alınan 1.647,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.941,75 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 33,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 30/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.