
Esas No: 2016/254
Karar No: 2018/25
Karar Tarihi: 08.01.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/254 Esas 2018/25 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.04.2011 gününde verilen dilekçe ile mera tespitine itiraz talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 12.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, mera tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Davacı, dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... köyü, .... Mevkii 254 ada 109 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışması sonucunda "" yayla"" vasfıyla Hasırcı köyü tüzelkişiliği kullanımına olmak üzere sınırlandırılmasının yapıldığını, dava konusu yerin kendi sınırları dahilinde ve kadimden beri kullanımlarında olan yer olduğunu bu nedenle kadastro tespitinin iptali ile kullanım haklarının kendilerinde olduğunun tespiti isteminde bulunmuşlardır.
Mahkemece, davacı ve davalı köylerin 6360 sayılı kanun gereğince tüzelkişiliği ortadan kaldırılarak Pınarbaşı İlçe Belediyesine mahalle olarak katılmaları nedeniyle taraf sıfatları kalmadığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK"nın 326/1. maddesi gereğince yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Öte yandan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6/1. maddesinde; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur” hükmüne yer verilmiştir.
O halde mahkemece davalı Hazine"nin dava açılmasına sebebiyet vermediği göz önüne alınarak lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile, hüküm fıkrasına beşinci bent olarak ""Davalı Hazine kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ye göre hesaplanan 1.500,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı Hazine"ye verilmesine"" ibaresinin eklenmesine hükmün HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.