17. Hukuk Dairesi 2016/17424 E. , 2019/8809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat alacağına dayalı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 19/06/2013 tarihinde davacı şirkete Geniş Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalı işyerinde apartman kazan dairesinden akan suyun sigortalının emtiasına zarar vermesi nedeniyle zarar meydana geldiğini, tespit edilen 30.649,00 TL hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini, ödenen bu bedelin davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; dava dışı sigortalı Vedat Hilaloğlu"nun ortak kullanım alanı olan kalorifer dairesi ve sığınma odasına ait kirişleri apartman yönetiminin bilgisi dışında kırdırarak işyerini genişlettiğini ve zararın meydana gelmesinde apartman yönetiminin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile Gaziantep 13.İcra Müdürlüğü"nün 2014/2213 Esas sayılı dosyasında yapılan takip ile ilgili olarak davalının itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacak 32.017,00 TL"ye takip tarihi 10/01/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava işyeri sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen alacak istemine ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali talepli açılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde işyeri sigorta sözleşmesi gereğince sigorta şemsiyesi altına aldığı işyerinin davalı yönetimindeki binaya ait kazan dairesinden akan su sebebi ile hasara uğradığını, hasar bedelinin sigortalısına ödediğini ileri sürerek zarar sorumlularından rucuan alacak isteminde bulunmuştur.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde, "kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği" düzenlemesine ve 17/3. maddesinde ise "kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır" düzenlemesine yer verilmiştir.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Davacının sigortaladığı işyerinin bulunduğu binanın tapu kayıtları dosyada bulunmamaktadır. Bu nedenle ilgili tapu müdürlüğünden dava konusu sigortalı işyerinin bulunduğu taşınmazda kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulu olup olmadığının tespiti bakımından incelenmesine gerek görülen taşınmazda kat mülkiyeti ya da kat irtifakının kurulup kurulmadığı hususunun sorulması ve kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulmuş ise buna dair bilgileri de gösterir şekilde
güncel tapu kayıt örneklerinin celb edilmesi gerekmektedir. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; taşınmazda kat mülkiyeti kurulu olup olmadığı ya da kat irtifakı kurulu ise de KMK"nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılıp başlanmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağı dikkate alınarak, davada Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olacağından HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik araştırma ile hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 02.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.