11. Ceza Dairesi 2021/2814 E. , 2021/2581 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 09/12/2020 tarih ve 2020/18190 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15/01/2021 tarih ve KYB-2021/1910 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanık ...’nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 206/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2019 tarihli ve 2017/858 esas, 2019/649 sayılı kararının "sanığın kardeşi olan ..."nun ihtar edilen, ..."ın ihtar eden olarak Bakırköy 40. Noter aracılığıyla gönderilen ihtarnamenin 02/05/2016 tarihinde Güzeltepe Mahallesi ...Sokak .... Çankaya/Ankara adresine yapılan tebligatında, sanığın posta memuruna şahsı tanımadığını ifade ederek yalan beyanda bulunduğu sabit görülerek atılı suçtan anılan Mahkemesince cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; sanığın kovuşturma evresinde alınan savunmasında kardeşinin soy isminin "Bal" olduğunu, kendisinin 2007 yılında soy ismini "Cevahiroğlu" olarak değiştirdiğini ifade ettiği, hakkında ihtarname düzenlenen ..."nun ihtarname ve ihtarnamenin tebliğ tarihinde gerçek isminin ... olduğu, kanun yararına bozma dilekçesine ek sunulan Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/07/2019 tarihli ve 2019/140 esas, 2019/247 sayılı kararı ile “...” isminin “...” olarak değiştirilmesine karar verildiği anlaşılmakla, bu haliyle sanığın ... adına gelen tebligatta tanımadığı yönündeki beyanı ile kasten kamu görevlisini yanıltmaya yönelik hareket ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,
Kabule göre de,
Mahkemesince, sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verildiğinden bahisle, üzerine atılı suçtan verilen cezaya ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 08/07/2019 tarihli ve 2019/2700 esas, 2019/12780 karar sayılı ilâmında, "...sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK"nın 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." cümlesi eklenmiş ise de, daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin verilen kararın kesinleşme tarihleri itibariyle (20/05/2014) engel oluşturmaması karşısında; yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak, takdiri indirim uygulanan sanık hakkında, diğer koşullar değerlendirilmeden, daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden dolayı kanuni olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,..." şeklinde belirtildiği üzere, adli sicil kaydına göre sanık hakkında evvelce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2013 tarihli ve 2012/1187 esas, 2013/994 sayılı kararının 09/12/2013 tarihinde; İstanbul 18. Sulh Ceza Mahkemesinin 12/03/2013 tarihli ve 2011/3592 esas, 2013/606 sayılı kararının ise 28/05/2013 tarihinde, 6545 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 28/06/2014 tarihinden önce kesinleşmiş olmaları karşısında, söz konusu kararların kesinleşme tarihleri itibarıyla yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyecekleri cihetle, adlî sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olacak şekilde başkaca kayıt bulunmayan, takdiri indirim de uygulanan, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul eden ve engel durumu bulunmayan sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususu tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki “sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine“ ilişkin düşünce yerinde görüldüğünden, sanığın “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan“ suçundan TCK‘nin 206/1, 62/1, 52/2. maddeleri uyarınca 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 21/05/2019 tarihli 2017/858 Esas ve 2019/649 Karar sayılı mahkûmiyet hükmünün CMK"nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görülmüş olup, sanığın suç kastı bulunmadığından CMK‘nin 223/2-c maddesi uyarınca BERAATİNE, kararın niteliği gözetilerek "kabule göre" kısmında belirtilen istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE, 15.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.