15. Ceza Dairesi 2017/35313 E. , 2020/9886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 1- Sanıklar ... ve ... hakkında beraat
2- Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK"nın 158/1-h, 43, 62, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (ayrı ayrı)
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ..."ün beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından; sanıklar ... ve ..."ın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve adı geçen sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ... ve ..."ın mahkumiyetine, sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın beraatine dair İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 20/12/2013 tarih, 2010/162 esas ve 2013/389 karar sayılı kararı aleyhine vaki temyiz istemi üzerine, Yargıtay 23. Ceza Dairesi"nin 13.06.2016 tarih ve 2016/8582 esas ve 2016/7592 karar sayılı ilamıyla hükümlerin bozulmasına karar vermesinden sonra, mahkemece bozmaya uyulmayarak daha önceki kararında direnilmesi üzerine, Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanun"un 02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi nedeniyle anılan kanunun 36. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK"nın 307. maddesi uyarınca dairemize gönderildiği anlaşılmakla;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre; mahkemece, Yargıtay bozma ilamından sonra, bozma ilamında belirtilen gerekçeler de tartışılarak ve ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle direnme kararı verildiği, buna göre; ilk hükümde yer almayan bu hususlar, Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır. Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesinin Yargıtay özel dairece yapılması gerektiği anlaşılmakla;
.... Grubu borçlularından olan .... Pazarlama A.Ş.ye TMSF tarafından 29.09.2005 tarih ve 410 sayılı kararı ile konulduğu, bu şirkette sanık ... ile temyiz dışı sanıklar ..., ..., ... ile hakkında tefrik kararı verilen temyiz dışı sanık ...in ....Pazarlama A.Ş."nin ortağı ve yöneticileri oldukları, sanık ..."ün şirketin muhasebe bölümünde çalışıp, muhasebe müdürlüğüne kadar yükseldiği, ayrıca kendisine imza yetkisi de verildiği, sanık ..."ın ise ... Bilgisayar isimli işyerinin yetkilisi olup aynı zamanda sanık ..."ın kardeşi olduğu, yargılama sırasında ölmesi nedeniyle düşme kararı verilen ...."ün ise .... İth. İhr. Tic. A.Ş. ve .... Ticaret Ltd. Şti"nin yetkilisi olduğu, sanıkların suç işleme kastıyla birlikte hareket ederek herhangi bir mal alımı olmadığı halde, mal alınmış gibi faturalar üretip, bu faturalara ilişkin ödemeler yaparak katılan şirketi zarara uğrattıkları ve ödenen bedelleri kendilerine mal edindikleri, bu bağlamda .... isimli firmadan 01.03.2005-05.10.2005 tarihleri arasında web yazılım işlemi adı altında toplam 702.395 TL tutarlı fatura kesildiği, bu miktarın 595.310 TL"sinin 35 adet çekle ödendiği, 77.895 TL bedelin ise nakden ödendiği, ödenen çeklerin büyük kısımının katılan şirket çalışanlarınca tahsil edildiği faturaların KDV miktarları düşürülerek, hakkında tefrik kararı verilen ... tarafından ödeme şeklinde yeni kaynakmış gibi şirkete hesabına yatırıldığı, ...."nın daha sonra bu paraları kendi hesabına çektiği, yine .... Çiçekçilik firması tarafından katılan şirkete 6 adet hizmet faturasına konu toplam bedeli 70.210 TL çiçek satılmış gösterilmesine rağmen bir adet faturaya ait sevk irsaliyesinin olduğu, yine .... Dünya A.Ş. Firması tarafından 24.01.2005-14.03.2005 tarihleri arasında düzenlenmiş toplam 155.510 TL bedelli muhtelif çiçek açıklamasıyla faturaların bulunduğu, bu faturalara istinaden ...."e şirket hesabından 17.02.2005-25.10.2005 tarihleri arasında toplam 116.321 TL ödeme yapıldığı, yine sanık ..."ın sahibi olduğu ... Bilgisayar"dan 30.04.2005-03.10.2005 tarihleri arasında toplam 520.027 TL bedelli 112.500 adet alarmlı masa saati ve led ışıklı anahtar satın alındığına ilişkin faturalar düzenlendiği ve bu fatura bedellerinin ... Bilgisayar"a ödendiği, adı geçen işyeri sahibi ..."dan ...in hesabına 05.02.2004-31.10.2005 tarihleri arasında 398.947 TL havale yapıldığı, yine aynı hususta sanık ..."ın hesabına 05.01.2004-02.09.2005 tarihleri arasında toplam 134.665 TL havale yapıldığı, bu şekilde şirket yöneticisi olan sanıkların olmayan ticari alışverişleri olmuş gibi gösteren faturalar düzenleyerek haksız menfaat edinmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda;
A) Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde:
Dosya kapsamında toplanan delillere göre, sanıklar ... ve ..."ün sanıklar ... ve ..."ın eylemine iştirak ettiğinin sabit olmadığına ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, sanıkların atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeter nitelikte delil elde edilemediği mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Dosya kapsamında toplanan delillere göre sanıkların atılı eylemleri gerçekleştirdiklerine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıkların, atılı eylemi şirket ortağı ve yetkilisi olan .... ile fikir ve eylem birliği içerisinde gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi, ayrıca sanık ..."ın da katılan şirketin ortağı olması nedeniyle eylemlerinin TCK"nın 155/2. maddesinde düzenlenen ve 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma kapsamında kalan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılan vekili ile sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.