8. Hukuk Dairesi 2015/1145 E. , 2015/6809 K.
"İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Borçlu vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; takibe konu ilamın tapu iptali ve tescili davasına ilişkin olup kesinleşmeden icraya konulamayacağını, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme gerekçesinde şikayetin ret nedenleri anlatılmış, hüküm fıkrasında ise şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmiştir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Somut olayda Mahkemece gerekçe bölümünde; takibe dayanak ............ Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 04/03/2014 tarih ve 2013/157 Esas-2014/182 Karar sayılı kararındaki 5.800 TL ücreti vekalet için takip yapıldığı, ilk önce Mahkemenin 2011/129 Esas 2011/682 Karar sayılı tapu iptali ve tescil talebinin reddine dair hükmün Yargıtay yetkili dairesince onandığı, karar düzeltme talebinin reddine karar verildiğinden bu talep yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği birleştirilen dosyalarda davalı-karşı davacıların ecrimisil taleplerinin reddine karar verildiği, ecrimisilin taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, kaldı ki taşınmazın aynına ilişkin tapu iptali ve tescil davası reddedildiğine göre davacıların taşınmazın aynına ilişkin haklarının olmadığı da kabul edilmiş olduğundan bu nedenle verilen kararın kesinleşmeden infaz edilebilecek kararlardan olduğu için, ücreti vekalete ilişkin bölümü de kesinleşmeden infaz edilebileceği için şikayetin reddine karar vermek gerektiği belirtilmiştir.
Hüküm fıkrasında ise; "" gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, açılan davanın reddine; şikayetçinin şikayetinin kabulü ile ............İcra Müdürlüğü"nün 2014/7174 Esas sayılı dosyasında şikayetçiye gönderilen her iki icra emrinin iptaline "" şeklinde hüküm kurulmuş olup, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşmuştur.
10.04.1992 tarih ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre; kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, anılan İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden hüküm kurulmalıdır.
Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kararı, usul ve yasaya uygun olmadığından bozma yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.