
Esas No: 2020/2702
Karar No: 2020/4889
Karar Tarihi: 28.09.2020
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek - Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/2702 Esas 2020/4889 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2020/2702 E. , 2020/4889 K.
"İçtihat Metni"
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı :Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 24.06.2010 gün ve 2010/41-484 sayılı kararı
İtiraz Edilen Hüküm : 5237 sayılı TCK"nın 314/3 , 220/6 madde delaletiyle 314/2 ,6352 sayılı yasa ile değişik TCK"nın 220/6 madde ikinci cümle 3713
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, Görevi yaptırmamak için direnme, Kanuna aykırı toplantı ve
I- İTİRAZIN KONUSU:
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2013 gün ve 2013/362 Esas ve 2013/468 Karar sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9 maddeleri gereğince mahkumiyetine karar verilen sanık ... hakkındaki hükmün, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 08.11.2016 tarih ve 2015/7877-2016/5495 sayılı kararı ile oybirliğiyle düzeltilerek onanmasına karar verildiği, verilen bu karara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.03.2020 tarih ve KD-2020/17292 sayılı yazısı ile Dairemizin 08.11.206 tarih ve 2015/7877 esas, 2016/5495 sayılı kararının kaldırılarak Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2013 tarih ve 2013/362-468 sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi için itiraz edilmiştir.
II- İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.03.2020 tarih ve KD-2020/17292 sayılı yazısı ile "PKK terör örgütünün çağrısı üzerine 06.12.2009 tarihinde Batman il merkezinde düzenlenen ve terör örgütünün propagandasına dönüşen gösteride, kolluk kuvvetlerinin ihtarına rağmen dağılmayan ve fiili saldırıda bulunan topluluğa müdahale edilmesi üzerine dağılan grubun ara sokaklara kaçarak güvenlik güçlerine karşı taşlı saldırıda bulundukları, faillerin yakalanması amacıyla takip yapan kolluk mensuplarının arkalarından taş atıldığını farkedip dönmeleri ve yüzü açık olan sanığın kendilerine taş attığını görmeleri üzerine kovalamaca sonucu yakaladıkları olayda, sanığın 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1 maddelerine ve kolluk kuvvetlerine taş atmak suretiyle TCK"nın 265. maddesine muhalefet suçunu oluşturan eylemleri nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükümde, Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, 6352 sayılı Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesi, TCK"nın 61. ve 3/1. maddelerinde düzenlenen ölçüt ve ilkeler çerçevesinde suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, suçtan sonraki davranışları, güttüğü amaç ve saik ile, sübutu kabul edilen eylemin niteliği de gözetilerek, sanık hakkında tayin olunan cezadan TCK"nın 220/6. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun ve kanunda gösterilen indirim miktarı ile orantılı ve makul indirim uygulanması gerekirken; oluşa ve dosya kapsamına uymayacak ve değişikliğin amacına uygun düşmeyecek biçimde indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırıdır.
Bu itibarla isabetsiz bulunan Yüksek Daire hükmünün kaldırılarak, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2013 gün ve 2013/362 Esas ve 2013/468 Karar sayılı kararının sanık lehine bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir." şeklindeki gerekçe ile itiraz isteminde bulunulmuştur.
III- İTİRAZ DEĞERLENDİRİLMESİ:
05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 85. maddesi ile TCK"nın 220. maddesinin 6. fıkrasında "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.(Ek cümle: 11/4/2013-6459/11 md.) Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır." şeklinde değişiklik yapılmıştır.
Örgüt üyesi, örgütün amacını benimseyen, hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olarak kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişi iken örgüt adına suç işleyen, örgütün hiyerarşisi içinde yer almamakla yani örgüte üye olmamakla birlikte örgüte duyduğu sempati nedeniyle veya bir yarar sağlamak amacıyla suç işleyen kişidir. Maddenin ilk düzenlemesindeki "örgüt adına suç işleyen kişinin örgüt üyesi olarak cezalandırılmasının" ceza adaleti açısından sakıncalı görülmesi nedeniyle kanun koyucu madde metninde açıklanan şekilde bir düzenlemeye gitmiştir.
TCK"nın 220. maddesinin 6. fıkrasında 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, örgüt adına suç işleme suçunu işleyen kişiye örgüt üyeliğinden verilen cezada indirim yapılıp yapılmaması ve indirim yapılacaksa, TCK’nın 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ve ölçülülük ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik göz önünde bulundurulmak koşuluyla ne miktarda indirim yapılacağı mahkemenin taktirine bırakılmış ise de, mahkemenin taktir yetkisini kullanırken T.C. Anayasası"nın 141. maddesi uyarınca "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmü gereği gerekçesini yazması gerektiği ve gerekçenin de akla, mantığa, dosya içeriğine, hukuka uygun ve denetlenebilir olması gerektiği zorunludur.
Açıklanan nedenlerle somut olay incelendiğinde;
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan 24.06.2010 Tarih, 2010/41 E., 2010/484 K., hüküm kurulduğu, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 85. maddesi ile TCK"nın 220/6. maddesinde değişiklik yapıldığı, değişiklik üzerine dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21.06.2013 Tarih, 2012/4156 E. 2013/9637 K. Sayılı kararı ile "Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 85. maddesiyle TCK"nın 220/6. maddesinde yapılan değişiklik karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması" gerekçesiyle bozulduğu, bozma üzerine Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.10.2013 Tarih, 2013/362 E., 2013/468 K., sayılı yargılaması ile 5237 sayılı TCK"nın 314/3 ve 220/6 maddesi delaletiyle TCK"nın 314/2. maddesi uyarınca hüküm kurulurken TCK"nın 220/6 maddesinin ikinci cümlesi gereğince indirim yapılmasına yer olmadığına karar verildiği;
Sanık ..."in 06.12.2009 tarihinde Batman il merkezinde düzenlenen ve terör örgütünün propagandasına dönüşen gösteride eylemci grup içerisinde yer aldığı, güvenlik güçlerine taşlı saldırıda bulunduğu ve kovalamaca sonucu yakalandığına ilişkin eylemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı Dairemizce incelenmiş, mahkemenin TCK"nın 220/6. maddesi uyarınca indirim uygulamama gerekçesi isabetli bulunmamış, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla itirazın kabulüne karar verilmiştir.
KARAR:
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzeltme talebinin KABULÜNE,
2- Dairemizin 08.11.2016 tarih ve 2015/7877 E. - 2016/5495 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçu bakımından yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, 6352 sayılı Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesi, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak; tayin olunan cezadan TCK"nın 220. maddesinin 6. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun ve gösterilen indirim miktarı ile orantılı makul ve makbul bir indirim yapılması gerekirken sanık hakkında oluşa ve dosya kapsamına uymayacak biçimde yazılı gerekçe ile indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup sanık ve müdafii ve Yargıtay Cumhuriyet savcısının itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın gereği yapılmak üzere Diyarbakır 5. (Kapatılan) Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.