17. Hukuk Dairesi 2016/18189 E. , 2019/8950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin dava dışı bankadan kredi kullandığını, kredinin teminat amacı ile davalı ile muris arasında hayat sigorta poliçesinin düzenlendiğini, murisin poliçe teminat süresi içinde öldüğünü açıklayıp poliçe teminat bedeli olan 26.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, murisin poliçe tanziminden önce var olan hastalığını bildirmediğini, doğru beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre davanın kabulü ile 26.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların murisinin dava dışı bankadan kullandığı kredinin teminatı amacı ile davalı ile muris arasında 03.02.2014 başlangıç, 03.02.2016 bitiş tarihli hayat sigorta poliçesi düzenlenmiş, muris 27.05.2014 tarihinde ölmüş, davacılar vekilince poliçedeki vefat teminatının tahsili talep edilmiş, davalı vekilince murisin sigorta öncesinde kanser hastası olduğu, bu durumun sigortacıya bildirilmediği, böylece talebin teminat kapsamı dışında olduğu savunulmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının kanser hastalığı olup olmadığı, kanser hastalığını kasten gizleyip gizlemediği, dolayısı ile ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplanmaktadır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nda beyan yükümlülüğü, kapsamı ve sonuçları 1435, 1436, 1437 ve 1439/2. maddelerinde düzenlenmiştir.
Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise Beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder’ şeklindedir.
Bu düzenlemeler kapsamında; sigorta sözleşmelerinde beyan yükümlülüğü sigortalı/sigorta ettirene getirilen bir mükellefiyettir.
Hayat sigortaları vefat riskinin üstlenildiği sözleşmeler olup, riske yönelik değerlendirmeler akdin kurulup kurulmamasına da etki eden en önemli unsurdur. Bu bağlamda sorulara verilen cevapların doğruluğu akdin kuruluşuna esas teşkil etmektedir.
Somut olayda; muris ile davalı arasında düzenlenen sigorta poliçesinde açıkça, sigorta öncesinden gelen kanser hastalığına bağlı vefatın teminat dışında kaldığı düzenlenmiştir.
Sigortalı tarafından imzalanan sigorta beyan formunda da açıkça "Kanser hastalığımın bulunmadığını.... kabul, beyan ve taahhüt ederim" yazmaktadır.
Murisin tedavisine ilişkin tüm tıbbi müşahede evrakları ve kullandığı ilaçlara ait evraklar kapsamında aldırılan Adli Tıp 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda; kişinin ölümüne neden olan metastatik akciğer kanserinin primer odağının prostat kanseri olabileceği ancak dosya içerisinde akciğer kanseri morfolojisinin kesin olarak belirlenemediği görüldüğü, murisin 2001 yılından beri prostat tedavisi gördüğü, dosya içerisinde de 05/03/2014 tarihli patoloji raporunda belirtilen blok ve preparatlar bulunmadığından incelenemediği, prostat kanserinin metastazı olarak kabulü halinde sözleşme öncesi tanısı konulan prostat kanserinin etkisinin olacağı, ancak bu hususta kesin bir değerlendirme yapılamadığı, kişinin ölümünün primer akciğer kanseri olarak düşünüldüğü cihetle kişide sözleşme öncesi tanısı konulan prostat ca’nın kişinin ölümü cihetle kişide sözleşme öncesi tanısı konulan prostat ca’nın kişinin ölümü ile illiyetinin bulunmadığının kabulü gerektiği bildirilmiştir.
Dosya kapsamından murisin poliçe tanziminden önce prostat kanseri olduğu ve bunun muris tarafından bilindiği sabittir. Her ne kadar murisin doğrudan ölüm nedeni prostat kanseri değil, akciğer kanseri ise de; ölüm sebebi olarak bildirilen akciğer kanserinin de metastatik olduğu belirtilmiştir.
Muris ile davalı arasında düzenlenen sigorta poliçesinde poliçe tanziminden önce kanser hastası olmadığı muris tarafından beyan edildiğine göre ve tüm dosya kapsamından sigortalı murisin poliçe tanzim tarihinden önce prostat kanseri olduğu ve sigortalı muris tarafından kendisinde var olan prostat kanseri sigortacıya bildirilmediğine göre sigortalı murisin doğru beyan yükümlülüğüne uymadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre murisin bildirmediği hastalık ile ölüm arasında doğrudan illiyet bağı bulunmadığından, poliçe tanzimi sırasındaki beyan yükümlülüğü kasten ihlal edilmemiş olup davanın tümden reddi gerekmez ise de TTK"nın 1290. maddesi ve 6102 sayılı TTK"nın 1435 ve devamı maddelerinde de düzenlendiği üzere; sigortalının kasıtlı olarak sağlık durumunu gizlemesi haricinde eğer sigortacının sorumluluğunu ağırlaştıran ve daha fazla prim almasını gerektiren bir halin varlığında teminatın indirilmesi gerektiğinden, murisin bu hastalığının belirtilmesi halinde ödenmesi gereken prime göre proporsiyon hesabı yapılarak tazminat hesabının yapılması
gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.