Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1282
Karar No: 2019/8969
Karar Tarihi: 07.10.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/1282 Esas 2019/8969 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/1282 E.  ,  2019/8969 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır biçimde yaralanıp işgöremez hale geldiğini, davalı tarafından 17.06.2014 tarihinde 78.329,00 TL. tazminat ödenmişse de bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. tazminatın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davadan önce ibraname karşılığı yaptıkları ödeme ile sorumluluklarının son bulduğunu, hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davadan önce davalı ... şirketi tarafından yapılan ödeme ile davacının tüm zararının karşılandığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, 6098 sayılı TBK"nun 54. maddesi gereğince, çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali TBK"nun 54. maddesinde düzenlenmiş olup, kazanç kaybı ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, giderilmesi gereken zararlar arasında sayılmıştır. Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma
    gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
    Bununla birlikte Yargıtay"ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının, gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektirdiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum, ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
    Somut olayda; davacının, 2009 yılından itibaren Direkli Belediyesi"nde ve bu belediyenin kapatılmasından sonra da Perşembe Belediyesi"nde zabıta memuru olarak çalıştığı ve asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 16.05.2015 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; kaza nedeniyle sürekli işgücü kaybına uğrayan ve devlet memuru olan davacının kazadan sonra da kazancını aynen elde ettiği gerekçesiyle, asgari ücret üzerinden hesap yapıldığı ve bu gelir üzerinden hesaplanan 68.896,78 TL"lik zararı aşan ödeme yapan davalının başkaca sorumluluğu olmadığı şeklinde görüş bildirildiği görülmektedir. Davacı kazadan sonra maaşını aynı miktarda almaya devam etmekte ise de, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, bu kazancı elde etmek için % 17,2 oranında daha fazla efor sarfedeceğinden, dosyaya sunulan bordrolardaki miktarların gelir olarak esas alınıp tazminat hesabı yapılması gerektiği açıktır. Bu itibarla, hatalı değerlendirme yapan eksik rapora göre hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    2-Davacının, kaza sonucu yaralanması nedeniyle iyileşme süresindeki kazanç kaybını da talep ettiği; hükme esas alınan raporda, 6 aylık iyileşme süresinde maaşını aynen alan davacının geçici işgöremezlik zararı bulunmadığı gerekçesiyle hesaplama yapılmadığı görülmektedir. Mahkemenin bu yöne ilişkin araştırması ile bilirkişi tarafından yapılan hesaplama hatalı olmuştur.
    Davacının zabıta memuru olarak çalıştığı kurumdan 6 aylık dönemde de maaşını almaya devam etmesi, tek başına geçici işgöremezlik zararı oluşmadığını göstermez. Maaşını almış olsa dahi, kazadan önce maaşı dışında elde ettiği ve iyileşme süresi boyunca mahrum kaldığı ek ödemeler olup olmadığının araştırılması ile bu dönem zararı için hesap yapılmalıdır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; öncelikle, davacının çalıştığı belediyeden, davacının kazadan önceki çalışması karşılığı ödenen maaş dışında aldığı ek ödeme olup olmadığı ve kazadan sonraki 6 aylık dönemde bu ek ödemelerden eksik aldığı kısımlar bulunup bulunmadığının sorulması; daha sonra, kazadan sonraki dönemde davacının maaşını almaya devam ettiği ve geçici işgöremezlik tazminatının, sadece kazadan önce elde edildiği halde kazadaki yaralanma nedeniyle çalışılamayıp elde edilemeyen geliri kapsadığı dikkate alınmak suretiyle, 6 aylık süre için geçici işgöremezlik tazminatının hesaplanması; 6 aylık geçici işgöremezlik süresinden sonraki dönem için ise, sürekli işgücü kaybı tazminatının hesabında, davacının bordrolu gelirinin gözönüne alınması suretiyle hesaplama yapılması için, konusunda uzman başka bir aktüerya bilirkişisinden rapor alınıp karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi