17. Ceza Dairesi 2019/13690 E. , 2019/16718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Hükümlü ..."un hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 141/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/09/2010 tarihli, 2010/150 Esas, 2010/126 Karar sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 09/03/2015 tarihli, 2012/26726 Esas, 2015/38224 Karar sayılı ilâmı ile onanmak suretiyle kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığınca 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suç yönünden uyarlama yargılaması yapılarak öncelikle ilâmın infazının durdurulup durdurulmayacağı hususunda karar verilmesi talebinde bulunulması üzerine, infazın durdurulmasına yer olmadığına ilişkin Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/12/2016 tarihli, 2010/150 Esas, 2010/126 Karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2016 tarihli, 2016/915 Değişik İş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19/11/2019 tarihli ve 94660652-105-03-15728-2019-Kyb sayılı “Kanun Yararına Bozma” talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/11/2019 tarihli ve 2019/116356 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istem yazısında;
“02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"u ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-5) bendi uyarınca hırsızlık (madde 141) suçunun uzlaşma kapsamına alındığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddî hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki hüküm uyarınca kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle; hükmün infazının durdurularak, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli, 2007/4-200 Esas, 2007/219 Karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklinde düzenleme karşısında, kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/12/2016 tarihli, 2014/13-194 Esas ve 2016/466 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK"nin ""zaman bakımından uygulama"" başlığını taşıyan 7. maddesinin 2. fıkrasındaki ""suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanıp, infaz olunacağına""na dair düzenleme ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında duraksama başlığını"" taşıyan 98/1. maddesinde ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir."" amir hükmü uyarınca, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir.Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile "ibaresi madde metninden çıkarılmış, 09/07/2009 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle fıkraya eklenen ikinci cümlesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz" şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
Uzlaştırma CMK"nin 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde" (1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır." denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nin 141. maddesinde tanımı yapılan gündüz vakti işlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığında alındığında şüphe bulunmamaktadır.
İnceleme konusu somut olayda:
Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığının 06/08/2010 tarihli, 2010/98 sayılı iddianamesi ile hükümlü ... hakkında mağdur Yılmaz Kadir Erçoban’a yönelik eylemi nedeniyle TCK"nin 149/1 maddesi uyarınca cezalandırılması için kamu davası açıldığı, yargılama sırasında hükümlüye TCK’nin 141/1. maddesinin uygulanma ihtimaline binâen ek savunma hakkı verilerek Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/09/2010 tarihli, 2010/150 Esas, 2010/126 Karar sayılı ilamıyla hükümlünün hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 141/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 09/03/2015 tarihli, 2012/26726 Esas, 2015/38224 Karar sayılı ilâmı ile hükmün onanarak kesinleştiği, hükmün infazı sırasında Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığınca 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suç yönünden uyarlama yargılaması yapılması öncelikle de ilâmın infazının durdurulması hususunda karar verilmesi talebinde bulunulduğu, Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/12/2016 tarihli, 2010/150 Esas, 2010/126 Karar sayılı ek kararı ile uyarlamaya ve buna bağlı olarak infazın durdurulmasına yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara yapılan itiraz üzerine Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2016 tarihli, 2016/915 Değişik İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, hükümlünün 10/09/2019 tarihli uzlaşma isteğine dair dilekçesi üzerine bu defa Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/09/2019 tarihinde infazın durdurulmasına karar vererek 29/12/2016 tarihli Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin uyarlama yolunu kapatan kararına karşı kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğu,
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nin 141. maddesinde tanımı yapılan gündüz vakti işlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alınmıştır. Her ne kadar uzlaştırma usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklinde düzenleme nedeniyle kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğinin anlaşılması karşısında; infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulüyle uyarlama yapılmasına ve infazın durdurulmasına karar verilmesi gerektiğinden itirazın kabulü yerine reddine dair merci Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2016 tarihli, 2016/915 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, merci Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2016 tarihli, 2016/915 Değişik İş sayılı kararı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 24/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.