14. Hukuk Dairesi 2016/15365 E. , 2018/331 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.12.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlar üzerinde 3083 sayılı Kanunun 13. maddesi uyarınca kısıtlama bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar Dairemizin 12.06.2014 tarih, 2014/13395 Esas – 2015/6550 Karar sayılı ilamıyla "... dava konusu taşınmazlar üzerindeki "3083 sayılı Yasanın 13. maddesine göre kısıtlıdır şerhi" nedeniyle ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de 15 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6537 sayılı Kanunun 9. maddesi ile 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 13. maddesinin beşinci fıkrasının "Ayrıca mahkemeler satış suretiyle miras ortaklığının giderilmesine karar veremezler " şeklindeki son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle, mahkemece 3083 sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince reddine karar verilen dava konusu taşınmazların satış suretiyle ortaklığının giderilmesinde yasal engel olmadığı gözetilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olayda; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 722 ve 1050 parsel sayılı taşınmazlardaki tapu kaydına göre malikin ...olduğu, nüfus kaydına göre davalı ...’in murisinin ....olarak kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, tapu paydaşı ... ile davalının murisi ...’in aynı kişi olup olmadığı üzerinde durularak, nüfus kaydı ile tapu kaydının uyumlu hale getirilmesi için taraflara tapu idaresine başvurması veya gerekirse tapuda isim tashihi davası açması için yetki ve süre verilmesi ve sonucunun beklenmesi, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.