Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, bononun cari hesaptan kaynaklanan borçların teminatı olarak verilmiş olduğunu belirterek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, takip dayanağı bono arkasındaki teminat şerhinin neyin teminatı olduğunun yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesi iledavacıların şikayet ve itirazlarının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Takip dayanağı bononun arka yüzünün incelenmesinde "C/H istinaden teminat senedidir" ibaresinin yazılı olduğu görülmüştür. Anılan ibare bononun teminat senedi olduğunu göstermektedir. Ayrıca sözleşme bulunması gerekmez.
Bu durumda, takibe konu belge, TTK"nun 688/2. maddesinde belirtilen kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini içermediğinden kambiyo senedi vasfında değildir. Alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektireceğinden mahkemece, İİK"nun 170/a maddesinin 2. fıkrası gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
Bununla birlikte, borçlu , İstanbul 18. İcra Mahkemesi"nin  2011/1069 esas sayılı dosyasında İstanbul 30.İcra Müdürlüğü"nün 2011/25693 e. sayılı dosyasına  itirazda bulunarak takibin iptalini istemiştir.
Borçlulardan L,. Ş,. Ise, İstanbul 30.İcra Müdürlüğü"nün 2011/25693 esas sayılı dosyasında hakkında başlatılan takibe İstanbul 18.İcra Mahkemesi"nin 2011/1070 esas sayılı dosyasında itirazda  bulunmuş, İstanbul 18.İcra Mahkemesi"nin 23.11.2011 tarih, 2011/1070 e. ve 2011/1193 karar sayılı kararı ile dosyanın İstanbul 18.İcra Mahkemesi"nin 2011/1069 esas sayılı dosyasında birleştirilmesine karar verilmiştir. 
Birleştirilen davalar birlikte incelenip karara bağlanır. Yani davaların tahkikat safhası müşterektir. Ancak kararda birleşen ve birleştirilen davaların ayrı ayrı belirtilmesi ve hükümde birleştirilen her dava için ayrı ayrı karar verilerek, her dava için verilen kararın ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, mahkemece asıl dava ile birleştirilen aynı mahkemenin
 2011/1070 Esas sayılı dosyası hakkında hüküm tesis edilmemiştir. Asıl dosya ile birleşen dosya hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaması da doğru bulunmamıştır.
O halde mahkmece takip dayanağı bononun teminat senedi olduğu kabul edilerek, asıl ve birleşen dosyalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak gerekirken yazılı gerekçeyle ve tek hüküm kurulduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ  : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.