7. Hukuk Dairesi 2013/21912 E. , 2014/1190 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Araç Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 22/05/2013
Numarası : 2012/62-2013/82
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili müvekkilinin fazla mesai ve yıllık ücretli izin alacaklarının ödenmediğinden bahisle iş akdini haklı nedenle feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendisinin işten ayrıldığını, fazla çalışmasının olmadığını, yıllık ücretli izinlerini kullandığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna itibarla davacının iş sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona erdiği, kıdem tazminatı ile raporda belirlenen diğer alacaklara hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili, davacının fazla mesai yaptığını iddia ederek fazla mesai ücreti talep etmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık anlatımlarına göre davacının yaz aylarında (Nisan, Mayıs, Haziran Temmuz, Ağustos, Eylül) 08.30-20.00 saatleri arasında, kış aylarında ise (Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart) 08.30-17.30 saatleri arasında çalıştığı, 1 saat yemek, yarım saat çay molası olmak üzere 1,5 saat ara dinlenme verildiği, davacının sadece yaz aylarında haftada 69 saat çalışması olup 24 saatinin fazla çalışma olduğu belirtilerek 1,5 saat ara dinlenme tenzil edilmeden fazla mesai ücreti hesap edilmiş, mahkeme hakkaniyet indirimi yapılarak alacak hüküm altına alınmıştır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda, davacının günde 11,5 saat çalıştığı ve ara dinlenmenin 1,5 saat kabul edildiği halde 1,5 saat ara dinlenmenin tenzil edilmeden fazla mesai ücreti hesap edilmesi hatalı olmuştur. 1,5 saat ara dinlenme dikkate alınarak fazla mesai süresi buna göre hesap edilmelidir.
3-İşçinin işyerinde çalıştığı sırada almış olduğu istirahat raporlarının kıdem süresine eklenmesi gerekir. İşçinin çalıştığı sırada bir defada ihbar önelini altı hafta aşan istirahat raporu süresinin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınamayacağı, kararlılık kazanmış Yargıtay uygulamasıdır.
Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 18/10/2008-10/06/2012 tarihleri arasında çalıştığı belirtilmiştir. Raporda ayrıca davacının 28/10/2011 tarihinde iş kazası geçirdiği, 5 ay 16 gün raporlu olduğu yönünde bir tespit bulunmaktadır. Buna göre davacının raporlu olduğu süreden ihbar önelini 6 hafta aşan kısmı (yani 8 hafta+6 hafta toplamda 14 haftalık süre) hizmet süresine eklenmesi, geri kalan kısmın ise eklenmemesi gerekirken bilirkişi tarafından işçinin kaza geçirdiği 28/10/2011 tarihine kadar 3 yıl 10 gün çalışan davacının ihbar öneli 6 hafta kabul edilerek 12 haftalık raporlu kısmın davacının kıdeminden sayılması hatalı olmuştur. 5 ay 16 gün raporlu olunan dönemden 14 haftalık süre hizmet süresine eklenerek hesap edilmelidir.
4-4857 sayılı İş Kanunu"nun 53.maddesinin (a) bendine göre, İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, “hizmet süresi, bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden az olamaz.”
Somut olayda, yıllık izin ücreti hesabında her tam yıl için 14 gün, 3 tam yıl çalışma karşılığı 14 X 3 == 42 günlük izin ücreti hesaplaması yapılması gerekirken, 14 X 2 =28 gün üzerinden yıllık izin ücreti hesabı hatalı olmuştur. 3 tam yıl üzerinden yıllık ücretli izin hesap edilmelidir.
5-Davacı aylık ücretinin net 1050,00 TL olduğunu iddia ederken davalı vekili asgari ücret aldığını savunmuştur.
Davacı tanığı davacının ücretinin yaklaşık 1050,00 TL olduğunu beyan ettiği, dosya içerisinde bulunan ücret hesap pusulasında ise ücretin brüt 837,00 TL olarak gösterildiği ancak imzasız olduğu görülmüş, ancak mahkemece emsal ücret araştırması yapılmamıştır.
Taraflar arasında ücret hususu çekişme konusu olduğundan kimi zaman çalışma yaşamında çeşitli sebeplerle, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçete alınan ücretle örtüşmediği görülmektedir. Bu durumda kabule konu edilecek alacak kalemlerinin belirlenmesi bekımından gerçek ücretin tespiti önem kazanmaktadır. İşçinin çalıştığı süre, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve benzer işi yapan işçilere ödenen ücretler gibi hususlar göz önünde tutulduğunda işçiye ödenen ücret hususunda tereddüt oluştuğunda tanık ifadeleri dikkate alınmalı ve ancak tanık ifadeleri ile şüphe giderilemediği halde işçinin meslekte geçirdiği süre, davalı işyerindeki çalışma süresi, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından ve özellikle ilgili meslek odasından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen kıstaslar çerçevesinde emsal ücret araştırması yapılmaksızın davalı savunmasına göre belirlenen ücret üzerinden alacakların hesap edilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.