7. Hukuk Dairesi 2014/189 E. , 2014/1206 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Adana 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 08/10/2013
Numarası : 2012/658-2013/664
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davalı işverene ait işyerinde çalışan davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının tanıtımını yaptığı ürünlerin satışını artırmak için ahlak, doğruluk ve bağlılığa tamamen aykırı bir biçimde ilaçların parasını kendi cebinden verdiği ve bu hususu kendisi ile yapılan görüşmede açıkça beyan etmesi üzerine iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının tıbbi satış temsilcisi olarak çalıştığı,işveren tarafından davacının yönetici A.. D.."e eczanelere nakit para vererek satışını artırmaya yönelik girişimde bulunduğunu beyan etmesi üzerine iş akdinin feshedildiğinin iddia edildiği, davacının bu iddiayı kabul etmediği, davacının eczanelere nakit para vererek ilaç satışını arttırdığı hususunun davalı işveren tarafından ispatlanamadığı, davacının ilaç satışlarından değil ilaç tanıtımından sorumlu olduğu, işverenin davacının iş akdini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
4857 sayılı İş Kanununun 25inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda davacının Bölge Müdürü A.. D.."in 15.10.2012 tarihinde davacı ile coaching sırasında F..G.. Eczanesine 400 kutu ve D...Eczanesine 200 kutu olmak üzere yapılan satışlara ilişkin görüşmede davacının kotayı tutturmak için % 10 mal fazlasına denk gelecek şekilde cebinden ödeme yaptığını ifade ettiğine dair Satış Müdürü O.. Ş.." a 18.10.2012 de e-mail gönderdiği, bu mail üzerine davacının iş akdi feshedilerek 19.10.2012 tarihli fesih işlemi için 22.10.2012 tarihinde davacının çağrıldığı, iş akdinin tazminatsız feshedildiğini öğrenen davacının "suçlamaları kabul etmiyorum siz ispat edin" diyerek çıktıktan sonra tekrar dönerek fesih bildirimi altına "şahsıma isnat edilen suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Bölge Müdürümle böyle bir görüşme asla geçmemiştir" yazarak fesih bildirimini teslim ettiğine yönelik oldukça ayrıntılı tutanak tutulmuştur. Tutanak tanıkları duruşmadaki yeminli beyanlarında olayın doğruluğunu beyan etmiş olmakla davacının eylemi sübuta ermiştir. Davacının eylemi Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmeliğine ve iş ahlakına aykırı olup doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan güven sarsıcı hareket kapsamında değerlendirlebilecek haklı fesih nedenidir. Mahkemece davacının satış temsilcisi olmadığı, tanıtımdan sorumlu olduğu ve iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetsizdir. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozma nedenidir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 25.20 TL harçtan peşin yatırılan 21.15 TL harcın tenzili ile bakiye 4.05 TL harç giderinin davacıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yapmış olduğu 312.05 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 29.01.2014 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.