17. Hukuk Dairesi 2016/9422 E. , 2019/9151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı şirket nezdinde işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı ... Ayakkabı Paz. Tic. Ltd. Şti."nin kiracısı bulunduğu ve depo olarak kullanılan işyerinde 01/04/2009 tarihinde meydana gelen yangın sonucu hasar meydana geldiğini, tespit edilen hasar bedeli 217.745,00 TL"nin 24/07/2009 tarihinde sigortalısına ödendiğini, davalının taşınmaz maliki olarak kusursuz sorumluluk ilkeleri gereğince zararı gidermekle yükümlü olduğunu belirterek 217.745,00 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bina malikinin meydana gelen zarardan mülga 818 sayılı BK’nın 58. maddesi uyarınca sorumluluğu bulunduğu kabul edilmek ve takdiren %30 oranında hakkaniyet indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 152.421,50 TL tazminatın ödeme tarihi olan 24/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkeme hükmü davacı vekiline 18.03.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilinin temyiz dilekçesi ise 15.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacı vekilince temyiz dilekçesi 15 günlük temyiz süresi ve katılma yolu ile
temyiz istemlerinde 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra uyap üzerinden 03.05.2016 tarihinde (09/05/2016 harç tarihli) verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu yangının söndürülmesi sonrası düzenlenen yangın raporunda, aydınlatma amacı ile sıva üzerinden geçen elektrik tesisatının kablo bağlantı yerlerinde herhangi nedenle oluşan kısa devrenin kablo izolelerini eritmesi sonucu yangın meydana geldiği, tutuşan kablo izolelerinin ortamda yoğun miktarda bulunan kolay yanıcı maddelerin üzerine düşmesi ile depo dâhiline sirayet ederek geliştiği sonucuna varıldığı belirtilmiş; mahkemece alınan bilirkişi raporunda, yangının sonradan yapılan gayrı resmi elektrik tesisatından dolayı oluştuğu ve binada otomatik yangın söndürme sisteminin olduğuna dair bir kayıt veya olguya kayıtlarda rastlanmadığı, şayet binada otomatik yangın söndürme sistemi bulunsa idi yangın bu derecede gelişip, binaya ve dükkânlardaki emtiaya bu kadar yüksek hasar vermeyeceği belirtilmiştir.
Mahkemece yapı malikinin kusursuz sorumluluğu bulunduğu kabul edilmiş, hayatın olağan akışına ve binanın tahsis amacına göre zararın bina maliki tarafından öngörülüp öngörülemeyeceği ve zararın önlenmesi için gerekli güvenlik ve emniyet tedbirlerini alıp almadığı irdelenerek böyle bir yangın söndürme sisteminin bulunmadığı tespitinden sonra, binanın yapıldığı zamanın şartlarına uygun yapılmış olmasının ve gerekli izin ve ruhsatların alınmış olmasının bina malikinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı ve davalının eyleminin, davacının sorumluluğunu ortadan kaldıracak derecede illiyet bağını kesmeyeceği gerekçesiyle davalı bina
malikinin meydana gelen zarardan mülga 818 sayılı BK’nın 58. maddesi uyarınca sorumluluğu bulunduğu kabul edilerek karar verilmiştir.
Mahkemece, yangına sebebiyet veren davalının eylemi, eski ve bakımsız binadan kaynaklanabilecek riskleri öngörerek kiralama yapması nedeniyle tazminat alacağının tayininde daha yüksek oranda hakkaniyet indirimini gerektirmekte olup, %30 hakkaniyet indirimi yapılarak yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının süre yönünden REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 09.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.