17. Hukuk Dairesi 2017/372 E. , 2019/9161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; 23/10/2006 tarihinde ... istikametine gitmek üzere yolun kenarında taksi beklerken davalıların sürücüsü, maliki ve sigortalısı olan ... plakalı aracın müvekkiline çarptığını, müvekkilinin feci şekilde yaralanmasına neden olduğunu, ölümden döndüğünü, müvekkilinin zararı ve tazminat yükümlüsünü Beyoğlu 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/245 Esas sayılı davada alınan kusur raporuna göre asli kusurun müvekkiline, tali kusurun sürücü davalı ..."a verildiğini, müvekkilinin sağlığında aşçılık yaptığını, davacının iş gücünü ve sağlığını kaybettiğini, müvekkilinin halen çalışamadığını, kazanın müvekkilinin manevi yönden de çok üzdüğünü, yaşama sevincini kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, poliçe teminat miktarı azami sınırı ile ve sigortalı aracın kullanıcısının kusur oranında sorumlu olduğu, davacı asilin malul olduğuna dair ATK tarafından verilmiş heyet raporu ile hazine müsteşarlığına kayıtlı bir sigorta aktüeri tarafından yapılacak hesaplama ile sorumlu olabileceklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dosyada alınan kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde mağdur yaya ..."un asli kusurlu davrandığı, Sanık sürücü ..."ın ise tali kusurlu olduğu belirtilmiş, Beyoğlu 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/245 Esas, 2008/853 Karar sayılı ilamı ile sanık ... hakkında şikayetçi olunmadığından kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, Adli Tıp Kurumundan davacının maluliyetine ilişkin rapor ile aktüerye hesabına ilişkin rapor alınmış, Aktüerya hesabına ilişkin raporda dava konusu olayın meydana gelmesinde davacı ..."un % 100 ve tam kusurlu olması sebebiyle davacının kendi kusuru neticesi oluştuğu tespitleri yapılmış, avacı ..."un tam kusurlu olduğuna yönelik rapor kapsamına göre açılan davada, davacının davalılardan talep edebileceği maddi ve manevi zararının talep koşullarının oluşmadığı, davalı sürücü ve buna bağlı olarak araç malik ve sigorta şirketinin sorumluğunun doğmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. md.) gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Somut olaya bakıldığında; Beyoğlu 2.Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2008/245 Esas sayılı dosyasında 25.08.2008 tarihinde makine mühendisi tarafından düzenlenen kusur raporunda mağdurun yolun sağından soluna geldiği, sol şeride kadar ilerlediği noktada aracın kendisine çarptığı aracın yüksek hız ve ivmesi sebebiyle tali kusurlu olduğu belirlenmiş, dava dosyasında 07.08.2015 tarihinde makine mühendisi tarafından düzenlenen kusur raporunda ise davacının yaya geçidi olmayan yerden, alkollü şekilde bariyerin üstünden geçmesi sebebiyle %100 kusurlu olduğu yönünde tespit yapılmıştır. Aynı olay sebebiyle düzenlenen her iki kusur raporu konusundaki çelişkinin giderilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece; ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile hükme esas kabul edilen bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu gözetilerek, kusurun belirlenmesine ilişkin Adli Tıp Kurumundan tüm dosya kapsamına göre, kazadaki tarafların kusur durumlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, çelişkileri giderir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.