20. Hukuk Dairesi 2015/10696 E. , 2017/252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVALILAR : Hazine-Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ... köyü 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yapılan kadastro çalışmaları sırasında orman olarak tespit edildiğini, oysa ki bu yerin müvekkili ve murisleri tarafından kadimen tarım arazisi olarak kullanılıp 2004 yılında da müvekkili tarafından açık artırma sonucu Hazineden satın alındığını ve Kasım 2004 tarihli tapu kaydının cilt:186 sahife:49-50 ve sıra:1-2 noda kayıtlı olduğunu, taşınmazın ormanla ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile müvekkili adına tapuya tescili istemiyle dava açmış, yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, 7.208,45 m2 yüzölçümlü, orman vasfındaki 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile aynı yüzölçümü ile tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 2007 yılında 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılmıştır.
Mahkemece 16/04/2015 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler, tutanak bilirkişisi ve davacı tanığının benzer mahiyetteki beyanlarında, davacının dayandığı Kasım 2004 tarih cilt:186 sayfa:49 sıra:1 de kayıtlı tapu kaydının davalı 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazı değil, bu parselin güneyinde yer alan ve yine davacı tarafça 2004 yılında Hazineden satın alınan diğer taşınmazları kapsadığı ifade edilmiştir. Hükme esas alınan 22/04/2015 havale tarihli fen bilirkişileri ...ve...p tarafından hazırlanan raporda ise söz konusu tapu kaydının dava konusu 101 ada 2 parseli de kapsadığı belirtilerek, tapu kaydı sınırları içerisinde kalan alan (A) harfiyle gösterilmiştir. Böylece davacının dayandığı söz konusu tapu kaydının dava konusu edilen taşınmaza uyup uymadığı yönünde keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler, tutanak bilirkişisi ve davacı tanığı ile fen bilirkişileri tarafından hazırlanan rapor arasında çelişki meydana gelmiştir.
O halde; mahkemece öncelikle Kasım 2004 tarih cilt:186 sayfa:49 sıra:1 ve sayfa:50 sıra:2 de kayıtlı tapu kayıtlarının kadastro sırasında başka taşınmazlara revizyon görüp
görmediği, gördü ise revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tutanakları, revizyon gördüğü parseller tapuda kayıtlı ise tapu kayıtları, davalı ise dava dosyalarının dayanak tapu kaydının bir örneği yazılacak müzekkereye eklenerek tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin (geldi-gitti kayıtları birbirini takip eder şekilde sırayla yazılarak) ve dava konusu 101 ada 2 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilerek, sonrasında mahallinde yeniden yerel bilirkişiler marifetiyle keşif yapılmak suretiyle davacının dayandığı Kasım 2004 tarih cilt:186 sayfa:49 sıra:1 ve sayfa:50 sıra:2 de kayıtlı tapu kayıtlarının dava konusu edilen yere uyup uymadığının mevcut eski krokiler zemine uygulanmak ve komşu parsel kayıtları ile de denetlenmek suretiyle kesin olarak saptanması, eski tapu kayıtlarının kapsamının fen bilirkişi raporunda denetlemeye elverişli olacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir.
Eski tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza uymadığı belirlendiği takdirde ise, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörüldüğünden, bu tür yerlerin zilyetlik yolu ile kazanılamayacağı ve özel mülk olarak tescil edilemeyeceği düşünülmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.