Abaküs Yazılım
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/321
Karar No: 2021/766
Karar Tarihi: 06.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/321 Esas 2021/766 Karar Sayılı İlamı

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/321 Esas - 2021/766
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/321 Esas
KARAR NO : 2021/766
HAKİM : ...
KATİP : ...
DAVACI : ...
VEKİLİ : ...
DAVALILAR : ...
2-...
VASİ/(LAR) : ....
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : ....
KARAR TARİHİ : 06/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından dava dışı sigortalı "...." lehine 21.11.2019 başlangıç, 21.11.2020 bitiş günlü, .... poliçe no'lu "..... " tanzim edilmiş olduğunu, dava dışı , dava dışı 'ye 16 paket, 1006 adet,6039 metre profil boru cinsi emtia satmış olduğunu, Emtia nın Gebze/Kocaeli- İzmir taşınmasında dava dışı <....> ilk nakliyeci, ve .... günlü "Nakliye Sözleşmesi" ne istinaden, davacı ....'in sigortalısı <....> nakliyeci olarak yer almış olduğunu, davalı <...> alt/fili nakliyeci olduğunu, bu taşımanın davalı .... adına kayıtlı ... plakalı kamyon ile gerçekleştirilmiş olduğunu, davalı ...’ın ise araç sürücüsü olduğunu, davalı sürücü ...’un bu taşımayı diğer davalı ... adına kayıtlı ... plakalı kamyon ile ..... günü gerçekleştirdiğini, ancak taşımaya konu yük alıcıya teslim edilmemiş olduğunu, taşımaya konu emtia davalı sürücü ... kontrolündeki, diğer davalı ... adına kayıtlı ... plakalı kamyona ..... günlü taşıma irsaliyesi ile teslim edilmiş olduğunu, ancak aracın teslim noktasına gitmemesi üzerine, dava dışı sigortalı ..., kendi yaptığı sorgulama sonucu İzmir'e gitmesi gereken aracın .... iline gitmiş olduğunu tespit etmiş olduğunu, aynı olaya ilişkin <....> tarafından hazırlanan ... nolu raporda " kendisine teslim edilen malları kimliği belirsiz kişilere satarak güveni kötüye kullanma suçunu gerçekleştiren ...'un eylemde kullandığı, ... plakalı aracın maliki ...'ın nakliye firmasının SGK bağlı personeli olması sebebi ile bu yönde vuku bulan olaya müdahil olabileceği " kanaatine varılmış olduğunu, bu halde hasarın emniyeti suistimale bağlı olarak oluşmuş olduğunu, <......> tarafından hazırlanan .... günlü nda, hasar miktarı, 1.500,00 ₺ muafiyet tenzili sonrası 68.397,82 ₺ (KDV hariç) olarak tespit edilmiş olduğunu, dava dışı < ...> dava dışı < .... > adına .......gün ..... nolu 82.479,43.TL bedelli tanzim etmiş olduğunu, dava dışı <....> hasar için dava dışı <.......>a 05.06.2020 gün, .... no ve 82.479,43 ₺ bedelli hasar yansıtma faturası tanzim etmiş olduğunu, davacı Quick <....>'a EFT yolu ile, 27.08.2020 günü 68.398,00₺ ödemiştir. Havale <...- ...-...> açıklaması ile yapılmış olduğunu, bu ödemeye bağlı olarak, Davacı ... maddesinde yer alan hükmü gereği <.../....>'nin , olmuş olduğunu, davaya konu taşıma edimi, davalı ... üzerine kayıtlı ... plakalı araç ile diğer davalı ...'ın şoförlüğü sorumluluğunda ifa edilmiş olduğunu, dava dışı <..../...> tanzim ettiği 04.06.2020 gün,.... nolu irsaliye ile, irsaliye kapsamı mallar davalı sürücü ...'ın imzasına teslim edilmiş olduğunu, hasar, taşıması kapsamı boru emtiasının davalı sürücü ... tarafından yedine geçirilmesi yolu ile olmuş olduğunu, Sigortalı <.....> ... Cumhuriyet Başsavcılığın ..... günü ....Esas no ile şikayette bulunmuş olduğunu, TTK875 maddesi gereğince davalı ... sıfatı ile sorumlu olduğunu, davalı .....’ın ise malları teslim alan ve taşımayı gerçekleştiren olarak, doğan zarardan TBK49.maddesinde yer alan haksız fiil hükümlerine göre davalı ..... ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, şimdilik 68.398,00₺' nin sigortalıya ödeme tarihi olan 27.08.2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 2. Maddesine göre TCMB belirlenen kısa vadeli avanslar için açıkladığı faiz oranları üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini, ... plakalı aracın kaydına 3.kişilerin devrinin engellenmesi bakımından teminatsız olarak aksi bir düşünce halinde teminat karşılığında ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalıların cevap dilekçesi sunmadığı ve böylece HMK madde 128 gereği bütün vakaları inkar etmiş sayılacağı anlaşılmıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE;
Dava, Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesine dayalı yapılan hasar ödemesi yapan davacı Sigortacının TTK1472 maddesine göre kanuni halef sıfatı ile yapmış olduğu ödeme nedeni ile davalılara rücu hakkı olup olmadığı, hakkı var ise miktarı hususlarına ilişkin davadır.
... Sulh Hukuk Mahkemesine, .... Vergi Dairesine, ... Vergi Dairesine, ... İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alındığı görülmüştür.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK'nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK'dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları "ticari iş" kriterine göre değil de "ticari işletme" kriterine göre belirlemiştir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1026 E, -2015/1765 K)
TTK 11. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde esnaf, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır." şeklinde tanımlanmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf - tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK'nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda'ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/3898 -5384 E-K)
Gevher Nesibe Vergi Dairesi'nin müzekkere cevabında, davalı ...'ın, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, 2. Sınıf tüccar olduğu bildirilmiş ve vergi beyannamesinin incelenmesinde davalının VUK 177 kapsamında mahkememizin görevine giren iş hacmine sahip olmadığı anlaşılmıştır.
Turgutlu Vergi Dairesi'nin müzekkere cevabında, davalı ...’un vergi mükellefiyetinin bulunmadığının belirtilmiş olduğu görülmüştür.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/948 E, 2021/982 K sayılı kararında “Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.” denildiği görülmüştür. İş bu davada da dava dışı sigortalı ... ile davalılar arasında yapılmış bir taşıma sözleşmesi olmadığından mahkememizin görev alanına giren mutlak ticari bir dava bulunmamakta olup vergi dairelerinin yazı cevaplarına göre de davalıların tacir olmadığı anlaşılmakla yine mahkememizin görev alanına giren nisbi bir ticari davanın da olmadığı görülmüş ve bu şartlar altında genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin iş bu davada görevli olduğu anlaşılmıştır.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK'nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK'nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK'nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK'nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK 114/c maddesi uyarınca görev hususu dava şartı olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USÛLDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın HMK'nun 20. maddesi uyarınca görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi için Tevzi Bürosuna tevdiine,
2-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Görevsizlik kararından sonra dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmemesi halinde mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama harç ve giderleri konusunun karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi'nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.06/10/2021


Katip ....
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi