
Esas No: 2016/15070
Karar No: 2019/421
Karar Tarihi: 29.01.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/15070 Esas 2019/421 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2013/1202-2016/169
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, murisinin davalıya ait işyerinde 01.07.2013 ile 14.08.2013 tarihleri arasında geçen hizmet süresinin tespitini talep etmiş, Mahkemece davanın kabulüyle, 01/07/2013 – 10/08/2013 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespitine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davalar, sonuç itibariyle sigorta primlerinin işverenden tahsilini ve kurum kayıtlarının düzeltilmesini de gerektireceğinden gerçek işveren ve kurum kayıtlarında işveren olarak görünen kişilerin de belirlenerek davaya katılmaları sağlanmalı, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılması, bir başka anlatımla, davanın sübutu, kanıtlama yükümlülüğü ve verilen kararın infazı açısından, husumetin tüm işverenlere birlikte yöneltilmesi zorunludur.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, Mahkemece, ... İletişim adında bir işyerinin olup olmadığı, Kuruma tescili bulunup bulunmadığı araştırılmalı varsa işyeri dosyası getirtilmeli, davalı adına tescilli işyeri olup olmadığı Kurumdan sorulmalı, ... İletişim unvanlı işyerinin dava dışı ... adına kayıtlı olup olmadığı araştırılmalı, davalının varsa bu işyerine ortak olup olmadığı belirlenmeli, davacı murisinin çalıştığı işyerinin sahibinin gerçek işvereni olduğu gözetilmeli, işyerini sevk ve idare eden kişinin ise ancak işveren vekili olabileceği ancak gerçek işveren olamayacağı dikkate alınmalı, bu kapsamda gerçek işveren belirlenerek 6100 sayılı HMK"nın 124. maddesi uyarınca yöntemince husumet yöneltilmeli ve taraf teşkili sağlanıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Kabule göre de, HMK’nun 297. maddesinin 2. fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne aykırı olacak şekilde hüküm fıkrası oluşturulması isabetsiz bulunmuştur.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair hususlar incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.