Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4368
Karar No: 2018/252
Karar Tarihi: 15.01.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4368 Esas 2018/252 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Asliye Ceza Mahkemesi tarafından açılan sahte belge davasında, suça konu belge asıllarının dosyada mevcut olmayıp, yalnızca fotokopilerinin bulunduğu ve sahteciliğin ne şekilde gerçekleştirildiğinin anlaşılamadığı belirtilmiştir. Mahkeme, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiğine vurgu yapmıştır. Sanıkların hukuki durumun takdir ve tayini için belgelerin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulması ve özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması gerektiği belirtilerek, eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi eleştirilmiştir.
Ayrıca, aynı zamanda ve aynı kişiye karşı işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı belirtilerek, eylemin bir bütün olarak tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, ancak belge sayısının TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği vurgulanmıştır. TCK'nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu belirtilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri: TCK'nın 43. ve 61. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi         2017/4368 E.  ,  2018/252 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Sanıklar hakkında sahte motorlu taşıt sürücü sertifikası ve sahte ortaokul diploması düzenlendikleri iddiasıyla açılan kamu davasında, suça konu belge asıllarının dosyada mevcut olmayıp, yalnızca fotokopilerinin bulunması ve sahteciliğin ne şekilde gerçekleştirildiğinin anlaşılamaması karşısında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan belgenin aldatıcı nitelikte bulunup bulunmadığının tespit edilemediği, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği, belgelerde yapılan sahteciliğin aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayini mahkemeye ait olduğu cihetle; suça konu belge asıllarının duruşmaya getirtilip incelenmek sureti ile özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatma niteliğinin ne şekilde oluştuğunun karar yerinde tartışılması, belgelerin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
    2- Kabule göre de;
    a) 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" ibaresi yer aldığından, aynı zamanda ve aynı kişiye karşı işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle; dosya kapsamından, aynı zamanda ele geçirilen suça konu belgelerin farklı tarihlerde düzenlendiklerine ilişkin bir delilin bulunmadığının anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç koşullarının oluşmadığı, eylemin bir bütün olarak tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, ancak belge sayısının TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi