17. Hukuk Dairesi 2017/886 E. , 2019/9353 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; 28.03.2011 tarihinde, davalıların sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın yaya müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kaza sonrası müvekkilinin epilepsi hastalığına yakalandığı belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, maddi tazminat davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... şirketine açılan manevi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı ..."tan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki 3 nolu bendin kapsamı dışında kalan manevi tazminatın miktarına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza
olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar, tarafların kusur durumları, meydana gelen zararın ağırlığı gibi hususlar da dikkate alındığında, davacı için takdir edilen manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin manevi tazminata dair vekalet ücreti hususundaki temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin vekalet ücreti hususundaki temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 14/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.