
Esas No: 2010/638
Karar No: 2010/3132
Karar Tarihi: 10.06.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/638 Esas 2010/3132 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil İstemli
... ile Hazine ve Çiftlik Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 11.06.2009 gün ve 314/482 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vekil edenine ait 134 ada 42 sayılı parselin batısında bulunan yolun paftasından iptali ile vekil edeninin taşınmazına eklenmek suretiyle tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı köy tüzel kişiliğini temsilen köy muhtarı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... Müdürlüğüne dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, taşınmazın bulunduğu yörede 17.05.2007 tarihinde kadastro çalışmalarının yapıldığını, bu tarihte dava konusu taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiğini, paftasında yol olarak gösterildiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresinin geçmediğini gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece gösterilen gerekçe, ilke olarak Daire ve Yargıtay uygulamasına uygun düşmemektedir.
Tesbit dışı bırakılan ya da paftasında yol olarak gösterilen bir taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince zilyetlikle edinilebilmesi için kural olarak tespit dışı bırakıldığı ya da paftasında yol olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar diğer kazanma koşulları yanında 20 yıllık kazanma süresinin de geçmiş bulunması gerekir. Davacının tescilini istediği yol davacıya ait 134 ada 42 sayılı parselin batısında yer almaktadır. Anılan parselin kadastro tespiti 17.05.2007 tarihinde yapıldığına göre batıda yer alan ve dava konusu yapılan yolun da paftasında bu tarihte gösterildiğinin kabulü gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi uyarınca “…yol, meydan ve köprü gibi…” benzeri orta mallar haritasında gösterilmekle yetinilir. Kadastro çalışmaları sırasında böyle yerler haritada gösterilmekle bir kadastro işlemi yapılmış sayılır. Ancak kadastro tutanağı düzenlenmediğinden böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir.
Tescili istenen taşınmaz bitişikteki parsellerin tespitlerine göre 17.05.2007 tarihinde paftasında yol olarak gösterildiğine ve tesbitten yaklaşık bir buçuk yıl sonra dava açıldığına göre 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7/4. maddesi gereğince Yüksek Yargıtay ve Daire uygulaması uyarınca davanın makul ve uygun süre içerisinde açıldığının kabulü gerekir. Kural olarak taşınmazın tespit dışı bırakıldığı ya da paftasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren kazanmayı sağlayan zilyetlik süresi kesintiye uğrar ve tespit tarihinden sonra 20 yıllık kazanma süresi yeniden işlemeye başlar. Ancak, davanın makul süre içinde açıldığı kabul edildiği taktirde bu durumda tespitten ya da paftasında yol olarak gösterildiği tarihten önceki zilyetlik hesaba katılır. Böylece davanın açıldığı tarihe kadar kadastrodan önceki zilyetlik de hesaba katıldığında 20 yıl dolduğu taktirde diğer koşulların da gerçekleşmesi halinde davanın kabulü gerekmektedir. Mahkemece keşif yapmadan taraf delilleri toplanmadan yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş bulunması bu bakımdan yerinde değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.