15. Ceza Dairesi 2017/31147 E. , 2021/2699 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık
HÜKÜM : Beraat
Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçlarından sanığın beraatlerine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."in müşteki ..."in yeğeni olduğu, her ikisinin de işyerlerinin ATB İş Merkezinde bulunduğu, müştekinin Akbank Sincan Şubesinden aldığı çek koçanlarını işyerindeki masasının çekmecesinde bulundurduğu, sanığın, müştekinin işyerine girip çıktığı, sanığın müştekinin işyerinde bulunmadığı bir sırada masasının çekmecesinde bulunan çek koçanından suça konu Z3346353, Z3346354, Z3346355 ve Z3346356 seri nolu çek yapraklarını çaldığı, daha sonra bu çeklerin üzerini imzalayarak ortağı olduğu Tane Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti"nin borçlarına karşılık katılan ..."a verdiği, katılanın Z3346354, Z3346355 ve Z3346356 seri numaralı çekleri 12/03/2006 tarihinde bankaya ibraz ettiğinde çeklerin karşılığı çıkmadığından müşteki hakkında soruşturma başlatıldığı, müştekinin 4.175 TL bedelli, 31.03.2006 tarihli Z3346354 seri numaralı ve 3.185 TL bedelli Z3346355 seri numaralı çeklerin kendisinden habersiz olarak işyerindeki koçandan alındıklarını, toplam beş adet çekin işyerinden alınıp sahte olarak tanzim edilmiş olduklarını, çeklerin altındaki imza ve yazıların kendisine ait olmadığını, çeklerini çalarak piyasaya süren kişinin tespit edilmesini talep ederek suçlamaları kabul etmediği, alınan ekspertiz raporunda bilhassa imzalar içerisindeki buklesel el hareketlerinin inşa karakterleri ve imzaların nihayete erdiriliş biçimleri bakımından mukayese imzalar arasında benzerlikler bulunduğundan keşideci imzaların sanığın elinden çıkmış olmasının kuvvetle mümkün ve muhtemel olarak değerlendirildiği, bu suretle sanığın üzerine atılı banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1)Sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Müşteki ..."in iş yerindeki çeklerin çalınması olayında, nitelikli hırsızlık suçundan, doğrudan zarar görmeyen katılan ..."ın davaya katılamayacağı gözetilmeden verilen katılma kararı hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup temyiz hakkı vermeyeceği dikkate alınarak, katılan vekilinin anılan suçtan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2)Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK"nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerine göre hesaplanan 12 yıllık dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 12/03/2006 ile inceleme tarihleri arasında 12/03/2018 tarihinde dolduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
3)Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık savunması, katılan, mağdur ve tanık beyanları, bilirkişi raporları, banka yazıları, tutanaklar ile dosya kapsamından, suça konu çeklerin sanık ve katılan arasında önceden doğan borç karşılığında verildiği, bu nedenle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, isnat edilen eylemin suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine, eksik incelemeye, delillerin takdirine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 10/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.